KİŞİSEL GELİŞİM BASKISI
Günümüzde kişisel gelişim içerikleri, özellikle sosyal medya aracılığıyla hızla yayılıyor ve kişinin iç dünyasında farkında olmaksızın baskı yaratabiliyor. “Daha üretken olabilirsin”, “Kendinin daha iyi bir versiyonu mümkün” gibi mesajlar ilk etapta motive edici görünse de, kişi bu söylemleri içselleştirdikçe kendi hızını ve değerini sorgulamaya başlayabiliyor.
Başkalarının başarılarına tanık oldukça kişi;
Kendi sürecini, yetersiz görebilir,
Ulaşamadığı hedefler nedeniyle kendini suçlayabilir,
Elindekileri değersiz bulabilir.
Bu durum, başlangıçta iyi hissettirmesi beklenen kişisel gelişim sürecinin, zamanla baskı yaratan bir yük haline gelmesine neden olabilir.
KİŞİ KENDİNDEN UZAKLAŞMAA BAŞLAYABİLİR
Kişinin kendinden uzaklaşması çoğu zaman sessiz ve fark edilmeden gerçekleşebilir. “Gelişmem gerek” düşüncesi, bir süre sonra dış dünyanın beklentilerine uyum sağlama çabasına dönüşebilir. Ve bu çaba, bireyi kendi gerçek ihtiyaçlarından koparabilir.
Kendinden uzaklaşan kişi;
Neyi gerçekten istediğini ayırt etmekte zorlanabilir,
Hedeflerini kendi değerlerinden çok dışsal taleplere göre belirleyebilir,
Başkalarının hayat ritmine göre hareket edebilir.
Bu görünmez kopuş, bireyin kendi yaşamı içinde bile duygusal olarak dışarıda ve kopuk hissetmesine yol açabilir.
SÜREKLİ ‘’DAHA İYİ OLMA” ÇABASININ YORGUNLUĞU
İnsan; gelişir, değişir ve dönüşür ancak bu eğilim hiç bitmeyen bir zorunluluk haline geldiğinde kişi tükenebilir. Her yeni hedef, kısa süreli bir tatmin sağlasa da hedonik adaptasyon (kişinin olumlu ya da olumsuz yaşam değişikliklerine başta çok yoğun tepkilerle yaklaşsa da kısa sürede alışma göstererek duygusal düzeyinin eski hâline dönmesi) nedeniyle kişi bu tatmine hızla alışabilir ve kısa süre sonra daha fazlasını istemeye başlayabilir.
Bu süreç;
Günlük yaşamda huzursuzluk hissini artırabilir,
“Ne yaparsam yapayım yeterli değil” düşüncesini besleyebilir,
Kişinin kendi başarılarını görememesine neden olabilir.
Zamanla kişi, gelişmek isterken zihinsel olarak yorulduğunu ve tükendiğini fark edebilir.
KENDİ RİTMİNİ BULMAK
Kişisel gelişim dengeli bir şekilde ele alındığında, kişi kendi ihtiyaçlarını daha net fark edebilir ve kendine yeniden yaklaşabilir. Bu farkındalığını günlük yaşamına yansıtarak bazen hızını azaltmak, küçük molalar vermek ve iç ritmini yeniden keşfetmek kişiye iyi gelebilir.
Günlük hayattaki sade anlara odaklanmak;
Zihinsel gürültüyü azaltabilir,
Kişiye dinginlik sağlayabilir,
Kıyaslamayı azaltarak içsel huzuru güçlendirebilir.
Kişi kendi ritminde ilerleyebildiğinde, kişisel gelişim daha doğal, sürdürülebilir bir yolculuğa dönüşebilir.
OLDUĞUMUZ HALİ KABUL ETMENİN İYİLEŞTİRİCİLİĞİ
Gelişim, kusursuzluğa ulaşmakla ilgili değildir; kişinin kendini anlaması ve gerçek ihtiyaçlarına alan açabilmesiyle ilgilidir. Bazen büyüme, yeni hedefler koymaktan çok; olduğumuz anda kalabilmek ve o anımızı, olduğumuz halimizi kabul ederek deneyimleyebilmekle başlayabilir.
Bu kabul, pasif bir duruş değil; kişinin kendi gerçekliğini fark etmesi ve ona saygı gösterebilmesidir. Olduğu hâle direnmemek ve kabul etmek, kişinin kendisine yönelik şefkatini artırabilir.
Kişi kendine yaklaştıkça;
Gelişim sürecini daha anlamlı görebilir ve kavrayabilir,
Hayatın doğal akışına daha kolay uyum sağlayabilir,
Kendisiyle daha güçlü bir bağ kurabilir.
Kendimizden uzaklaşmak mümkün olabildiği gibi, kendimize yaklaşmak da her zaman mümkün olabilir. Bunun için bazen dış dünyanın sesini biraz kısabilmek ve kendi iç sesimize alan açabilmek yeterli olabilir.
2
Daha iyi bir arkadaş olmanın 5 yolu: Bilimsel verilerle destekleniyor
2343 kez okundu
3
Uzmanı tekniği açıkladı: İnsanların gerçek duygularını nasıl anlarsınız?
1904 kez okundu
4
50 yıllık kolonyacı, 15 metrekarelik dükkanında mesleğini yaşatıyor
1396 kez okundu
5
Yapay zeka doğal beyne karşı mı?
1379 kez okundu