24 Kasım 2025 Pazartesi
KKTC Polis Genel Müdürlüğü, sivil hizmet kadrolarında görev yapacak bilgisayar operatörleri için münhal ilanı yayımladı.
Teknisyen Hizmetleri Sınıfı’nda IV derece olarak açılan münhal sonucu toplam 35 kadın ve erkek aday işe alınacak.
-Görev ve sorumluluklar…
PGM’nin duyurusuna göre, bilgisayar operatörleri, amirlerinin verdiği emirler doğrultusunda görev yapacak. KKTC giriş kapılarında yolcuların giriş ve çıkış kayıtlarını bilgisayara işleyecek.
Arşiv, kayıt, dosyalama ve daktilo gibi kitabet işlemlerini yerine getirecek. Genel kitabet hizmetlerinin yürütülmesinde yardımcı olacak. Amirleri tarafından verilen diğer görevleri üstlenecek. Gerektiğinde vardiya sistemiyle veya mesai saatleri dışında da çalışabilecek.
-Başvuru süreci…
Başvurular 15-23 Aralık tarihleri arasında İlçe Polis Müdürlüklerine şahsen yapılacak. Adaylar başvuru formunu Polis Genel Müdürlüğü’nün web sitesinden veya İlçe Polis Müdürlüklerinden temin edecek. Başvuru sonrası aday numaraları SMS ile bildirilecek.
-Genel koşullar…
Başvuracak adayların öncelikle KKTC vatandaşı olması gerekiyor. 23 Aralık itibarıyla 18 yaşını doldurmuş ve 30 yaşını doldurmamış olmaları şart. En az lise mezunu olmak, kamu haklarından yasaklı bulunmamak ve yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymemiş olmak gerekiyor.
Erkek adayların askerlik yükümlülüğünü tamamlamış olması şart. Sağlık kurulu raporuyla göreve engel bir sağlık sorunu bulunmadığı kanıtlanmalı. Ayrıca Polis Genel Müdürlüğünce belirlenen boy ve kilo ölçülerine uygun olunmalı.
-Özel koşullar…
Adayların teknik ortaöğretim kurumlarının ilgili bölümlerinden mezun olmaları veya bilgisayar bilgisine sahip olduklarını sınavla kanıtlamaları gerekiyor.
İyi derecede bilgisayar bilgisi ve İngilizce bilgisi şart. Dürüst ve güvenilir karaktere sahip olmak, toplum içinde olumlu tutum ve davranışlar sergilemek gerekiyor.
Erkek adayların en az 163 cm, kadın adayların ise en az 158 cm boyunda olmaları ve boy-kilo oranlarının duyuruda belirlenen aralıklarda bulunması da gerekiyor.
-Sınav takvimi…
Yeterlik ve İngilizce sınavı 3 Ocak 2026’da Lefkoşa’da yapılacak. Uygulamalı yarışma sınavı 9-10 Ocak 2026 tarihlerinde Polis Okulu Müdürlüğü’nde gerçekleştirilecek. Sözlü sınav ise 14-16 Ocak 2026 tarihlerinde Polis Genel Müdürlüğü’nde yapılacak.
-Değerlendirme ve sonuçlar…
Yeterlik sınavı notunun yüzde 10’u, uygulamalı sınavın yüzde 20’si, yabancı dil ve mülakat puanları dikkate alınarak başarı listesi oluşturulacak.
60 ve üzeri puan alan adaylar başarılı sayılacak.
Sonuçlar Resmî Gazetede yayımlanacak ve adaylara yazılı olarak bildirilecek.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Grup Başkan Vekili Erkut Şahali’nin 62’nci madde tahtındaki konuşmasının ardından Tatil Evleri Yasa Tasarısı’nı ele almaya başladı.
-Şahali
CTP Milletvekili Erkut Şahali, KKTC’de doğup, 20 yaşına kadar KKTC’de yaşadığı teyit edilmesine rağmen ikamet izni olmadığı gerekçesiyle adli süreçlere tabi kalıp, tutuklanmasını son derece dramatik bir olay olarak niteleyip, eleştirdi.
Avukatının ilgili tüm makamlara müracaat ettiğini ve tüm tespitlerin yapıldığını kaydeden Şahali, söz konusu şahsın KKTC’de doğduğunun, doğduğu günden beri KKTC’de yaşadığının ve başka bir ülke vatandaşlığına sahip olmadığının resmi makamlarca teyit edildiğine dikkati çekti.
Sözkonusu şahsın Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığına ilişkin prosedürün tamamlanmasını tutuklu olarak beklemek zorunda bırakılmasının “kabul edilemez” olduğunu dile getiren Şahali, “Bakanlar Kurulu kararıyla yurttaşlığa kabulünün yapılması gerekiyordu.. Bugün değil dün yapılmış olmalıydı.. Önceki gün yapılmalıuydı” dedi.
Söz konusu şahsın özgürlüğünden mahrum bırakılmasının insan haklarının alenen ihlali olduğunu kaydeden Şahali, “Söz konusu şahsın KKTC’de doğduğu, doğduğu günden beri KKTC’de yaşadığı teyidi varsa KKTC makamlarının gerekli işlemleri tamamlamış olması gerekirdi” diye konuştu.
Şahali, geç kalındığını ancak daha fazla gecikmeden ilgili mevzuatın gerekleri doğrultusunda Bakanlar Kurulu’nun bugün derhal toplanarak, sözkonusu şahsın KKTC yurttaşlığına kabulünü sağlaması ve insanlık ayıbını ortadan kaldırılmasını istedi. Hükümetin gerekli iradeyi ortaya koymasını talep eden Şahali, sorunun ortadan kalkmasını diledi.
-Oğuz
İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, Şahali’yi yanıtladığı konuşmasında, vicdani ve kişisel anlamda birçok şeyin yapılmak istendiğini ancak yasaların elvermediğini belirtti. Oğuz, “Maalesef ülkemizde bazen hiç kimsenin düşünmediği veya karşılaşmadığı sorunlar ile karşılayabiliyoruz” dedi.
Suçu olmayan çocuğun aile kaynaklı bir mağduriyet yaşadığını kaydeden Oğuz, annesi ve babası Türkiye vatandaşı olan çocuğun da Türkiye vatandaşı olma hakkı bulunduğunu ancak ailenin işlemleri yapmadığını belirtti.
Oğuz, UBP’nin geleni-gideni vatandaş yapmadığını ancak bahse konu çocuğun tüm vatandaşlık kriterlerini taşıdığını kaydetti.
Dursun Oğuz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı süreci başlayan sözkonusu şahsın insani ikamet izniyle ilgili genelge yayınladıklarını ve bugün bir-iki saat içinde serbest bırakılacağını aktardı.
Oğuz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı süreci devam ederken insani ikamet izniyle ülkede kalmaya devam edebileceğini ve kaçak durumdan dolayı kesilen para cezasının silinmesi için gerekli düzenlemenin de yapılacağını belirtti. Oğuz, kızın kardeşi ile ilgili de aynı işlemlerin yapılacağını söyledi.
CTP Milletvekili Erkut Şahali yerinden söz alarak, kişiye özel düzenleme yapılmasının tehlikeli olduğu uyarısında bulundu.
– Tatil Evleri Yasa Tasarısı
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu daha sonra Tatil Evleri Yasa Tasarısı’nı ele almaya başladı. Hukuk, Siyasi İşler, Dışilişkiler ve Savunma Komitesi Başkanı UBP Milletvekili Yasemi Öztürk tasarıya ilişkin raporu okudu. Öztürk, turizm amaçlı konutların hukuki bir zeminde ve devlet kontrolünde kiralanmasının amaçlandığını belirtti.
-Solyalı
Tasarı üzerine ilk sözü CTP Milletvekili Ürün Solyalı aldı. Solyalı, tüm eleştirilere rağmen gündeme getirilen yasanın herkesin içine sinen bir hale getirilmesi olanağının yaratılmadığını söyledi.
Turizmin, planlı ve casino işletmeciliği dışında da yapılmasının önemine değinen Solyalı, butik otel işletmecilerinin talep ettiği kuralların yasaya dahil edilmediğini savundu.
Yasayla sadece vergi almanın amaçlandığını iddia eden Solyalı, yasa gücünde kararnamelerle yabancılara taşınmaz mal satışı öngören düzenlemeler yapılmasını da eleştirdi. Mayıs ayında geçen yasa gücünde kararnamelerden birincisinde Tatil Evleri Yasası’nın geçmiş bir yasaymış gibi muamele gördüğüne işaret eden Solyalı, böyle bir yasa daha ortada yokken hangi yetkiyle bunun yapıldığını sordu. Ürün Solyalı, turizm gelirinin sokağa da yansıması gerektiğini belirtti.
Solyalı, Tatil Evleri Yasası’nın yerel işletmeciyi korumadığını belirterek, bu yasaya olumsuz oy kullanacaklarını kaydetti.
-Özdenefe
CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe de söz alarak, tasarının, detaylı çalışılmadan gündeme getirildiğini söyledi. Meclis’in bunu sağlıklı tartışamayacağı eleştirisinde bulunan Özdenefe, bu nedenle içinin rahat olmadığını belirtti.
Turizm amaçlı kiralanacak evlerin elektrik, su gibi alt yapılarına ilişkin devletin sorumluluğu olacağını kaydeden Özdenefe, kiralanacak evlerde inşaat ruhsatına aykırılık varsa ne olacağını sordu. Özdenefe, evleri kiralayanlara getirilen zorunluluklar ve cezalara değinerek, buralarda anlaşılmazlıklar olduğunu söyledi.
Bu evlerin piyasaya girmesinin ciddi bir haksız rekabete sebep olacağı endişesi olduğunu belirten Özdenefe, tasarının aceleyle geçirilmemesini istedi.
-Toros
CTP Milletvekili Fikri Toros da, konuyu ekonomik açıdan değerlendirdi. Toros, çok büyük hacimde gayrimenkul stoku oluşmasının yarattığı mağduriyeti gidermek adına atıl gelir kaynağını gerçeğe dönüştürme isteğini farkında olduğunu söyledi.
Tasarının birden fazla sektörü ve ülkenin yatırım iklimini doğrudan etkilediğini belirten Toros, her paydaşın dahil olacağı bir ortak akıl bulunması gerektiğini kaydetti.
Toros, tasarının bu şekilde oy çokluğuyla geçmesinin doğru olmayacağını belirterek, tasarının komiteye geri çekilmesi ve bütçeden sonra istişareye yeniden açılıp, şekillendirilmesi gerektiğini savundu.
-Ataoğlu
Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da söz alarak eleştirileri yanıtladı.
Evlerin bugüne kadar kontrol ve denetim olmadan kiralandığını kaydeden Ataoğlu, bu evlerde konaklayanlar marketlerden alış veriş yapma ya da restoranlarda yiyerek, dışarıya katma değer sağladığını belirtti.
Bütün paydaşlarla birlikte çalıştıklarını aktaran Ataoğlu, bu tür yerlerin kontrol ve denetimde olmasıyla yatak ve turist sayısının da çıkarılmış olacağını kaydetti.
Gereken vergi ve harçların da alınacağını belirten Ataoğlu, çalışmaya katkı koyanlara teşekkür etti.
Toros yerinden söz alarak bu evlerin konut olarak yapıldığını, tatil evi diye bir şey olmadığını söyledi. Yasa tasarısının birçok eksik ve yanlış içerdiğini kaydeden Toros, “Fevkalade yanlış bir varsayımla hareket ediyorsunuz.” dedi.
Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, hala hazırda kiralanan evlerin kayıt altına alınıp, Maliye Bakanlığı ile kendilerinin denetimine gireceğini söyledi. Bu çalışma hayata geçtikten sonra mevzuatın verdiği yetkiye dayanarak gereken kontrollerin yapılabileceğini belirten Ataoğlu, böylece ülkeyi ziyaret eden ve konaklayan turist sayısının kayıt altına alınabileceğini vurguladı.
CTP Milletvekili Ürün Solyalı da yerinden söz alarak, yerel ve küçük yatırımcının nasıl korunacağını sordu. Ataoğlu, elde edilecek gelirle küçük yatırımcıya destek verileceğini ve bunun yasaya da yazılabileceğini söyledi.
Yerinden söz alan CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe de, turizm amaçlı kullanılacak evlerde yangın çıkışı gibi bazı güvenlik tedbirlerinin olması gerektiğini kaydetti. Özdenefe, hem yabancıların taşınmaz mal almasına ilişkin mevzuatın, hem de tatil evleriyle ilgili mevzuatın bütçeden sonra birlikte ele alınmasını önerdi.
Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, kiralanacak evin ilgili bakanlığın kontrolünde olacağını belirtti.
CTP Milletvekili Fikri Toros ise, bahse konu evler turistik tesis olarak inşa edilmediğini yineleyerek, bunlar kiralandığında devletin hangi yasalara göre denetimi yürüteceğini sordu.
Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, bu konutların ilgili bakanlığın kontrolünde olacağını yineledi.
CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay da yerinden söz alarak, 1 Mart 2026’da yürürlüğe girmesi öngörülen bu yasanın üzerinde daha fazla çalışılması gerektiğini kaydetti. Bu yasa tasarısı en kısa yoldan bu amaçla kullanılan konutun kayıt altına alınması ve oluşacak gelirin devletin hanesine yazılmasının murat edildiğini kaydeden Uluçay, yabancıların mal alımı ile alakalı sorunları beraberinde getirebileceği uyarısında bulundu.
-Barçın
CTP Milletvekili Devrim Barçın da söz alarak, ev kiralanmasından elde edilen gelirin kullanılması noktasının tartışmalı olduğunu belirtti. Barçın, tasarının komiteye geri çekilmesini istedi.
Maliye’ye kalacak olan mahalli gelirlerin yüzde 9.5’inin belediyelere aktarılması gerektiğini söyledi.
-Oğuz
İçişleri Bakanı Dursun Oğuz yeniden söz alarak, soru ve eleştirileri yanıtladı.
Yabancılara ait evlerin bir çoğunun kayıt dışı olarak turizm amaçlı kullanıldığını belirten Oğuz, bunlara yasal bir boyut kazandırılacağını aktardı.
Oğuz, mevcut stokları tüketmek ve yasal boyuta ulaştırmak için bu çalışmanın yapılması gerektiğini belirtti.
Daha önce ormancılık ve tarımla geçimini sağlayan mahalle sakinlerinden eski muhtar Hüseyin Kaya ve eşi Fadime Kaya da 30 yıllık Bursa macerasının ardından memleketlerine dönüş yaptı. Susuzluk dağıttı şimdi 4 kişi yaşıyor
Fadime Kaya (64), hem ilçeye hem Bursa’ya uzak olan Çökene’de yaşamın kolay olmadığını ancak ata toprağından, memleketlerinden fazla uzak kalamadıklarını belirterek, su sorunu çözülünce döndüklerini anlattı.
Su olmayınca köy halkının dağıldığını ve bir daha geri dönmediğini dile getiren Kaya, “Şimdi sadece 3 hanede duman tütüyor. Diğer iki hanede eşleri vefat etmiş kadınlar yaşıyor. Önceden 50’den fazla hanenin bulunduğun mahallede şimdi 4 kişiyiz” dedi.
Partiden yapılan açıklamada, organize suç faaliyetlerindeki artışın, cesaretlenen çete oluşumlarının ve bu tabloyu kamuoyuna aktaran gazetecilerin hedef alınmasının kabul edilemez olduğu kaydedildi.
“Cumhuriyetçi Türk Partisi olarak özgür basının ve halkın gerçekleri öğrenme hakkının sonuna kadar savunucusu olmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verilen açıklamada, gazetecilere yönelik tehditler “demokrasinin özüne ve toplumun haber alma hakkına ve kamu güvenliğine yönelmiş bir saldırı” olarak nitelendirildi.
Açıklamada, “Birçok gazeteciden sonra ve son olarak gazeteci Pınar Barut’un hem kendi canı hem de ailesinin güvenliği üzerinden ölüm tehdidi alması, basın mensuplarına dönük saldırıların ne kadar vahim bir boyuta ulaştığını bir kez daha gözler önüne sermiştir” denilirken; son günlerde iş yerlerinin kurşunlandığı, galerilerin kundaklandığı ve suç örgütlerinin ‘gövde gösterisi’ yaptığı bir dönemden geçildiği ifade edildi.
“Hiç kimse şunu unutmamalıdır: Basını susturamayacaksınız, halkın sesini boğamayacaksınız” denilen CTP açıklamasında, ülkede ortaya çıkan güvenlik zafiyetinin temelinde denetimsizlik, sorumsuzluk ve ciddiyetsizliğin bulunduğu; “giriş-çıkış kontrolleri, nüfus politikaları, silah izinleri ve kriminal yapıların takibi gibi alanlardaki zaafların suç örgütlerini cesaretlendirdiği ve çetelerin ülkeyi kuşattığı” savunuldu.
Açıklamada ayrıca, hedef alınanın yalnızca gazeteciler değil, tüm toplum olduğu; son haftalarda kriminal vakalardaki artışa paralel olarak tehditlerin çoğalmasının “Ülkenin bir güvenlik krizine sürüklendiğinin açık göstergesi” olduğu kaydedildi.
CTP açıklamasında şu değerlendirmelere de yer verildi:
“Bu ülkede çeteler düzene sahip olamayacak. Korku ile toplumu yönetmeye çalışan suç örgütlerine geçit vermeyeceğiz. Gazetecileri hedef alarak halkın gerçeğe ulaşma hakkını gasp edenlere karşı mücadelemiz sürecektir.”
Basın özgürlüğünün demokratik yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğu, gazetecilerin güvenliğinin ise devletin tartışmasız sorumluluğu bulunduğu belirtilen açıklamada, tehditleri görmezden gelmenin “Suçun ortağı olmak” anlamına geleceği savunuldu.
-CTP’den tedbir çağrısı
CTP açıklamasının sonunda, suç örgütlerine karşı vakit kaybetmeden etkili ve kararlı bir mücadele başlatılması, mevcut güvenlik zafiyetlerinin giderilmesi ve gazeteciler başta olmak üzere tüm toplumun huzurunu sağlayacak somut tedbirlerin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.
Kıbrıs Vakıflar İdaresi, 24 Kasım Öğretmenler Günü kapsamında Dipkarpaz bölgesindeki okulları ziyaret ederek öğretmenlerin bu anlamlı gününü kutladı. Bölgeye gerçekleştirilen ziyarette, öğretmenlere günün anısına çeşitli hediyeler takdim edildi ve eğitim camiasına verdikleri değer bir kez daha vurgulandı.
Kıbrıs Vakıflar İdaresi yetkilileri, öğretmenlerin toplumun geleceğini şekillendiren en önemli yapı taşlarından biri olduğunu belirterek, tüm eğitim emekçilerine duydukları saygı ve minnettarlığı ifade etti. Ziyaret kapsamında öğretmenlerle bir araya gelinerek okulların ihtiyaçları ve bölgedeki eğitim koşulları hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.
Kıbrıs Vakıflar İdaresi, sosyal sorumluluk çalışmaları çerçevesinde eğitim kurumlarına ve öğretmenlere destek sağlamaya devam edeceğini belirterek, tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladı.