 
        30 Ekim 2025 Perşembe
 
        
    
Sabri Akkaya, kaplumbağayı kurtaramadıkları için çok üzüldüklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Bizler Tekirdağ’ın Malkara ilçesinden Gelibolu’nun Bolayır köyüne halk plajına balık tutmak için ailelerimizle birlikte buraya geldik. Oltalarımızı denize attık, o sırada balık tutmayı beklerken kıyıya doğru dalgalar eşliğinde büyük bir kaplumbağanın geldiğini gördük. Kıyıya vurduğunda caretta caretta türü deniz kaplumbağası olduğunu anladık. Oksijensiz kaldı diye suni teneffüs yaptık, canlandırmak için bayağı uğraştık ama sonradan öldüğünü anladık. Yaşatırız diye ümidimiz vardı ama umduğumuz gibi olmadı, zaten geldiğinde ölüydü. Durumu hemen 112 ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’ne bildirdik. Yaklaşık 1 metre boyunda ve yaklaşık 50 kilo ağırlığındaydı. Neden öldüğünü anlamadık. Bu durum bizi çok üzdü. Keşke yaşatsaydık.”
Ekiplerin ölü caretta carettayı bölgeden aldıkları belirtildi.
 
        
    
Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu, oğlu Cenk Tosunoğlu’nun bugün öğleden sonra Güney Kıbrıs’ta polis tarafından tutuklandığını açıkladı.
Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu olayı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla duyurdu.
Tosunoğlu paylaşımında şunları kaydetti:
“Oğlum Cenk Tosunoğlu’nun, bugün KKTC’den Güney Kıbrıs’a geçerken Rum polisi tarafından gözaltına alındığını öğrendik. Ailesi olarak şu ana dek kendisiyle sağlıklı iletişim kurma şansımız olmadı. Polisin ne tür bir suçlama getirdiği belirsiz. Anladığım kadarıyla bir tür psikolojik yıpratma taktiği uygulanıyor. Masum bir gencin özgürlüğü, belli ki kendisiyle hiç ilgisi olmayan politik hesaplara kurban edilmek isteniyor. Aklıma ilk gelen şey Meclis’ten geçen iki devletliliğe ilişkin yasanın önerge sahiplerinden birisi olmamla, bu olay arasında bir bağ olabileceği… Sağlıklı bilgi alamamak kaygımızı daha da artırıyor. Umarım bu büyük yanlıştan bir an önce dönülür.”
 
        
    
Sempozyum düzenleme ekibi adına Prof. Dr. Nilgün Sarp imzasıyla yayımlanan bildirgede Tabipleri Birliği Dr. Mustafa Hami konferans salonunda yer alan sempozyumda aydınlatılmış rıza kişisel veriler hukuku, acil tıpta hukuki sorunlar, sağlık hakkı, KKTC’de vatandaş olmayanların sağlık hakkı ve gıda hukuku başlıklı oturumların yer aldığı ifade edildi.
“Aydınlatılmış rıza konusunda hekimlerin hastaya anlayabileceği dilde bilgilendirmesi ancak aynı zamanda verdiği bilgileri içeren kapsamlı bir onam belgesinin de imzalatılmasının önemi hem hekim hakları açısından hem de hasta hakları açısından vurgulanmıştır” denilen bildirgede bu konuda KKTC, Türkiye ve Avrupa’daki yargı örneklerinin katılımcılarla paylaşıldığı ifade edildi.
Kişisel veriler hukuku açısından acil serviste yaşanan sorunlar ve kişisel verilerin hukuku aykırı olarak kullanılması konusunda paylaşılan kapsamlı bilgi ve yargı örneklerinin de sempozyumda paylaşıldığı kaydedilen bildirgede KKTC’deki acil servis sorunlarının çözümü ile ilgili tartışmalar yapıldığı da aktarıldı.
“Sağlık hakkı konusunda özellikle ülkemizde sadece sorumlu tutulan sağlık personelinin değil, altyapı eksiklerini tamamlamayan yöneticilerin de hukuki sorumluluğunun önemi vurgulanmış ve bu konudaki yargı örnekleri paylaşılmıştır” ifadeleri yer alan bildirgede gıda hukuku konusunda, gıda üreticisinin hukuki sorumluluğu, gıdaya erişimde yaşanan sıkıntılar ve gıda konusundaki Girne kent örneğinin sunulduğu ve bu konudaki idarenin sorumluluğunun tartışıldığı belirtildi.
Bildirgede sempozyumun değerlendirme konuşması ile sona erdiği, etkinliğe ilgi gösteren katılımcıların, sempozyum sonunda yayınlanan bildiri kitabını önemine vurgu yaptığı ve hem akademik alanda hem de uygulayıcılar tarafından kullanılan kitapları edinmek istedikleri de kaydedildi.
 
        
    
Kuraklık koşullarının doğanın dengesini “altüst ettiğini, yaban hayatı açlık, susuzluk ve barınma sıkıntısıyla karşı karşıya bıraktığını” kaydeden Yeşil Barış Hareketi, yazılı açıklamasında yetkililere ve avcılara seslendi.
“Kuraklıkla kavrulan bir dönemde silah değil, vicdan konuşmalıdır. Bu kuraklık sürerken avcılık başlatılamaz. Kuraklığın pençesindeki bu topraklarda, yaşamın yeniden filizlenebilmesi için doğaya nefes, canlılara umut vermek zorundayız” denilen açıklamada, Yeşil Barış Hareketi’nin önerileri de sıralandı.
Yaban hayatının korunması için acil önlemler alınması, su kaynakları ve doğal alanların, canlıların yaşamını sürdürebilmesi için korunması gerektiği vurgulanan açıklamada, “böyle olağanüstü bir dönemde, doğayı ve yaşamı korumanın herkesin sorumluluğu ve Anayasal bir yükümlülük” olduğu belirtildi.
 
        
    
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Müdürlüğü koordinesinde yürütülen ülke genelindeki eş zamanlı denetimler bugün de devam etti.
Bakanlık’tan yapılan açıklamaya göre denetimlerde, 2016 ve 2019 yılından beridir ülkede izinsiz şekilde ikamet eden kişiler tespit edildi.
Göç Yönetim Merkezi tarafından yürütülen çalışmalar, bölge polis genel müdürlükleri ve kaymakamlıkların katkılarıyla yapılıyor.
Bakanlık, ülke genelinde yasal statüsü bulunmayan kişilerin tespiti ve sınır dışı işlemlerinin kararlılıkla sürdürüleceğini vurguladı.