DOLAR 39,5851 -0.32%
EURO 45,6681 -0.99%
ALTIN 4.322,051,03
BITCOIN 4138302-0.17896%
Lefkoşa
°

SABAHA KALAN SÜRE

  • HABERLER
  • SERVİS 1
  • SERVİS 3
  • FİNANSİF
  • İNTERAKTİF
  • HESAP
  • DİĞER
admin

admin

14 Haziran 2025 Cumartesi

DAÜ İletişim Fakültesi 33. İLDEK toplantısına katıldı

DAÜ İletişim Fakültesi 33. İLDEK toplantısına katıldı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) İletişim Fakültesi, iletişim bilimleri alanında fakülteler arası işbirliğini güçlendirmek ve güncel akademik gelişmeleri değerlendirmek amacıyla düzenlenen 33. Uluslararası İletişim Fakülteleri Dekanları Konseyi (İLDEK) Toplantısı’na katıldı.

DAÜ’den verilen bilgiye göre, her yıl geleneksel olarak düzenlenen İLDEK toplantısı bu yıl Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Etkinliğe, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren üniversitelerin İletişim Fakültesi dekanları ve dekan yardımcıları katıldı.

Toplantıda, Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin kurucu dekanı Prof. Dr. Aysel Aziz de yer aldı. Aziz, toplantı süresince iletişim eğitiminin geleceğine yönelik değerlendirmelerde bulunarak, akademik camiada bilgi ve deneyim paylaşımına katkı sundu.

DAÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Ersoy da toplantıya katılarak, hem fakülteler arası iş birliğini geliştirmek adına temaslarda bulundu, hem de iletişim alanındaki güncel gelişmeleri yerinde takip etti.

Program kapsamında iletişim fakültelerinin yapısal ve akademik gelişimi, akreditasyon süreçleri, yapay zekâ ve telif hakları, bilim iletişimi ile yeni eğitim modelleri gibi konulara odaklanan çeşitli panel ve çalıştaylar gerçekleştirildi.

Ersoy, 33. Uluslararası İletişim Fakülteleri Dekanları Konseyi (İLDEK) Toplantısı’nın ardından yaptığı değerlendirmede, iletişim alanındaki bilimsel etkinliklerin eğitim ve müfredat gelişimine olan katkısına dikkat çekti.

Özellikle yapay zekâ konusunda iletişim fakültelerinin eğitim ve müfredat geliştirme başta olmak üzere dikkatli bir yol izlenmesi gerektiğini vurgulayan Ersoy, ilerleyen günlerde yapay zekâ üzerine fakülte olarak daha fazla bilimsel organizasyon yapacaklarını da kaydetti.

Devamını Oku

UKÜ ile Çek Teknik Üniversitesi arasında işbirliği protokolü İmzalandı

UKÜ ile Çek Teknik Üniversitesi arasında işbirliği protokolü İmzalandı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi ile Çek Teknik Üniversitesi (CTU) Prag İnşaat Fakültesi, akademik iş birliğini güçlendirmek amacıyla Mutabakat Zaptı (MoU) imzaladı.

UKÜ’den verilen bilgiye göre, protokole, UKÜ adına Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemil Atakara ile CTU Prag İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Jiří Mača imza koydu.

Protokol, iki yükseköğretim kurumu arasında eğitim, araştırma ve kültürel değişim alanlarında ortak çalışmalar yapılmasını öngörüyor.

İşbirliği kapsamında, “mimarlıkta uygulamalı psikoloji” alanında disiplinlerarası araştırmalar teşvik edilirken, uluslararası “Inspireli Awards” yarışmasına ortak katılım ve organizasyonlar planlanıyor.

Ayrıca, akademik personel ve öğrenci değişim programları karşılıklı olarak yürütülerek, ortak eğitim projeleri, araştırma faaliyetleri ve bilimsel yayınların geliştirilmesi planlanırken, eğitim materyalleri, araştırma çıktıları ve yeni teknolojilerin paylaşımı da bu iş birliğinin unsurları arasında yer alıyor.

Protokol, akademik personelin kısa süreli değişim programları çerçevesinde ev sahibi üniversitede ders vermesi, araştırma yapması ve mesleki gelişim faaliyetlerine katılması imkânı sağlayacak. Öğrenci değişimleri ise lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde, hem kültürel hem akademik amaçlarla gerçekleşecek.

Bunun yanında, ortak araştırma projeleri geliştirilmesi, araştırmacıların karşılıklı laboratuvar erişimi ve özellikle doktora seviyesinde iş birliklerinin güçlendirilmesi yönünde çalışmalar desteklenecek. İş birliği kapsamındaki projelerde fikri mülkiyet hakları, finansman ve proje detayları ayrı ayrı yazılı anlaşmalarla düzenlenecek.

Devamını Oku

Gazeravcı Bilim Lefkoşa’da uzay meraklılarıyla buluştu

Gazeravcı Bilim Lefkoşa’da uzay meraklılarıyla buluştu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İlk türk Astronot Alper Gezeravcı, bilim Lefkoşa’da uzay meraklılarıyla bir araya geldi.

Gezeravcı, gerçekleştirdiği söyleşide hem uzaydaki deneyimlerini paylaştı, ve Türkiye’nin uzay vizyonuna dair önemli mesajlar verdi.

Gezeravcı, “Geleceğimizin teminatı olan genç kardeşlerimizin ayaklarına kadar gelip, yapmış olduğumu bu misyonu anlatma çabamızın sebebi onlara bir lütufta bulunmak değil, bu bizim boynumuzun borcu…”dedi.

Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) KKTC Sorumlusu Çağatay Özdem ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Mithat Tekçam, Bilim Lefkoşa’nın böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapmasının gurur verici olduğunu söyledi
Mithat Tekçam, “Teknofest sonrası bu çalışmalar gençlerimize yeni vizyon ve ufuklar kazandıracaktır” diye konuştu.
7’den 70 her yaş grubundan ilginin olduğu etkinlikte, Gezeravcı kendisine gelen soruları da teker teker yanıtladı.
Gezeravcı, imza vererek hatıra fotoğrafıda çektirdi. Etkinlik sonunda teleskopla gökyüzü gözlemi yapıldı.

Devamını Oku

Tatar: “Egemenlik hakkımızla varız, devlet kurduk ve asla vazgeçmeyeceğiz”

Tatar: “Egemenlik hakkımızla varız, devlet kurduk ve asla vazgeçmeyeceğiz”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta federasyon temelli çözüm modelinin artık tükendiğini belirterek, yeni bir müzakere sürecinin ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tanınmasıyla başlayabileceğini vurguladı.

Kıbrıs Türk tarafının iki devletli çözüm vizyonunu ilk kez 2021 yılında Cenevre’deki 5+1 BM toplantısında resmen Birleşmiş Milletler’e sunduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz egemeniz, buradayız ve burada kalacağız” sözleriyle halkın iradesine vurgu yaptı.

Tatar, Türkiye’nin güçlü desteğiyle yürütülen bu yeni siyasetin uluslararası alanda giderek daha fazla karşılık bulduğunu ve halkın yüzde 75-80 oranında desteğini kazandığını belirtti.

Geçmişte federasyon temelinde sürdürülen müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlandığını belirten Tatar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın “Ne devletten ne de egemenlikten asla vazgeçmeyiniz” vasiyetini hatırlatarak, bu çizgiden sapılmaması gerektiğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen “Kıbrıs’ta Çözümün Anahtarı: Eşit Egemen İki Devlet” panelinde konuşma yaptı.

Kıbrıs’ta resmi bir müzakere süreci başlayacaksa bunun ancak iki egemen devletin iş birliğiyle mümkün olabileceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, “Olası bir anlaşmanın tarafı bir toplum değil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmalıdır” dedi.

Kendisini, “dört buçuk yılda hiçbir şey yapılmadı” şeklinde eleştirenlere de bu toplantı vesilesiyle yanıt verdiğini belirten Tatar, Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı’na teşekkür etti.

– “Denktaş’ın vasiyeti nettir: Ne devletten ne egemenlikten vazgeçin”

Konuşmasında, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın federasyon temelli müzakerelere iyi niyetle katıldığını ancak bu sürecin karşılıksız kaldığını ifade eden Tatar, Denktaş’ın “Devletten de egemenlikten de asla vazgeçilmemesi gerektiği, aksi takdirde her şeyin kaybedileceği” yönündeki sözlerini hatırlattı.

– “Egemenliğimiz, tarihi ve hukuki hakkımızdır”

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğe dayalı yeni siyasetinin bir tercih değil, tarihsel bir zorunluluk olduğunu vurgulayarak, “Kıbrıs Türk halkı için kendi devletiyle bu yolu yürümek en büyük onurdur, en büyük haysiyettir” dedi.

Bu haklı duruşun temelinin, 1960 Anlaşmalarıyla kurucu ortaklık statüsüyle atıldığını ve bugün de aynı zeminde kararlılıkla sürdürüldüğünü ifade eden Tatar, 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Kıbrıs Türk halkının, Dr. Fazıl Küçük’ün imzasıyla eşit kurucu ortak olduğunu hatırlatarak Kıbrıs Cumhuriyeti Anlaşması’ndan kaynaklanan egemenlik haklarının tartışmaya açık olmadığını belirtti.

Kıbrıs Türk halkının 1960 sonrası kısa sürede maruz kaldığı baskılarla cemaat statüsüne itildiğini, haklarının gasp edildiğini belirten ve “Bu haklar bizim meşru egemenlik hakkımızdır. Tanısalar da tanımasalar da Kıbrıs’ta iki ayrı devlet gerçeği vardır” ifadelerini kullanan Tatar, yaşanan bu tarihi sürecin, Kıbrıs Türk halkının kendi devletine sahip çıkmasının ne denli hayati ve vazgeçilmez olduğunu açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.

– “Federasyon oyunu artık sona ermiştir”

Kıbrıs Türk halkının 62 yıldır kendi dini, kültürü ve kimliğiyle bu topraklarda verdiği varoluş mücadelesine dikkat çeken Tatar, Annan Planı sürecinde Türkiye’nin de desteğiyle halkın yüzde 65 oranında “evet” dediğini ancak kendisinin, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ve milli duruş sergileyen çevrelerle birlikte “hayır” cephesinde yer aldığını ifade etti.

“Öyle inandık ve haklı çıktık” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Avrupa Birliği’ne alınan Rum tarafının bugün hala ambargolar, mülkiyet baskıları ve uluslararası destekli saldırılarla Kıbrıs Türk halkını yıldırmaya çalıştığını ancak başarılı olamayacağını vurguladı.

Tatar, konuşmasına şöyle devam etti:

“Biz bu topraklarda onurumuzla yaşadık, binlerce şehit verdik. Bu kadar bedel ödeyen bir halk, tarihine ve onuruna bağlıysa egemenlik hakkından asla vazgeçmez.”

– “Bu masaya oturmak demek, Kıbrıs Türkü’nün geleceğini tehlikeye atmak demektir”

Konuşmasında, federasyon önerilerinin tehlikelerine de dikkat çeken Tatar, Rum tarafının çoğunluk olmanın verdiği güçle ortak bir çatı altında kurumları ve yönetimi ele geçirmeyi hedeflediğini belirtti.

Avrupa Birliği temelinde serbest dolaşım, yerleşim ve mülkiyet gibi maddelerle Kıbrıs Türk halkının varlığının tehlikeye atıldığını söyleyen Tatar, “Federasyon adı altında yapılan tüm planlarda Türkiye’nin garantörlüğü belli bir süre sonra sona erecek, Türk askeri adadan çekilecekti. Bu masaya oturmak demek, Kıbrıs Türkü’nün geleceğini tehlikeye atmak demektir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Tatar, Annan Planı döneminde Kıbrıs Türk tarafına verilen sözlerin tutulmadığını, ambargoların kaldırılmadığını ve tam tersine baskıların daha da arttığını hatırlattı. “Verdikleri sözleri yerine getirmediler, aksine üzerimizdeki baskılar giderek yoğunlaştı. Bugün hâlâ böylesine büyük bir haksızlıkla karşı karşıyayız” diyen Tatar, mücadelenin zorluklarına dikkat çekti.

Tatar, Rum tarafının amacının Kıbrıs Türk toplumunu içeriden bölmek, gençleri ekonomik vaatlerle kandırmak ve halkı kendi tarihinden, kimliğinden uzaklaştırmak olduğunu belirterek, “Bu, Kıbrıs Türk halkını gelecekte tehlikeli bir maceraya sürükleyerek varlığını riske atma planıdır. Mesele bu kadar ciddidir” ifadelerini kullandı.

– Türkiye’nin desteğine teşekkür…

Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğine özel olarak teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tatar, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünyanın dört bir yanında yaptığı açıklamalarla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemen eşitliğini ve iki devletli çözüm vizyonunu uluslararası gündeme taşıdığını vurguladı.

Tatar, TEKNOFEST’in KKTC’de düzenlenmesinin bu vizyonun bir göstergesi olduğunu belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanımızın açılışta verdiği mesajlar çok önemliydi. Etkinliğe 225 bin kişi katıldı. Türkiye’den gelen binlerce misafirin yanı sıra, halkımız da hava şartlarına rağmen yoğun ilgi gösterdi. Türkiye’nin kurumsal gücünü ve vizyonunu hep birlikte bir kez daha görme fırsatı bulduk” dedi.

Tatar, TEKNOFEST’in, Türkiye’nin sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de söz sahibi bir güç olduğunu tüm dünyaya gösterdiğini ifade etti.

– “Mavi Vatan’da da haklarımız var”

Doğu Akdeniz’in jeopolitik önemine değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yalnızca kara değil, aynı zamanda deniz yetki alanlarında da egemen haklara sahip olduğunu vurguladı.

Tatar, “Doğu Akdeniz’de, Mavi Vatan politikası içerisinde KKTC’nin yeri büyüktür. Karasularımız, münhasır ekonomik bölgemiz, hava sahamız bizimdir. Bunlar, uluslararası hukuk çerçevesinde tartışılmayacak egemenlik haklarımızdır” ifadelerini kullandı.

Mavi Vatan kavramının taşıdığı stratejik anlamı bizzat gözlemlediğini belirten Tatar, “Evet, KKTC’nin 3 bin 800 kilometrekareyi aşkın kara toprağı vardır; ancak Mavi Vatan’da bu alanın belki altı katı kadar deniz yetki alanı söz konusudur. Doğu Akdeniz’de ekonomik münhasır bölgeler, karasuları ve hava sahamız üzerinde ciddi jeopolitik mücadeleler yaşanıyor. Bu alanlar, hem Türkiye hem de KKTC için hayati önemdedir” dedi.

Bölgedeki gerginliğe dikkat çeken Tatar, “Bugün Akdeniz’de İsrail, İran gibi ülkelerin birbirine füze attığına, Suriye ve Gazze’de yaşanan çatışmalara tanıklık ediyoruz. Bu coğrafya giderek daha da kritik bir hâl alıyor” şeklinde konuştu.

1974 öncesinde böyle bir stratejik tablo bulunmadığını, Türkiye’nin adaya müdahalesi ve Kıbrıs Türk halkının direnişiyle yeni bir dönemin başladığını hatırlatan Tatar, son 51 yılda yaşanan gelişmelerin KKTC’nin stratejik, politik ve jeopolitik önemini katbekat artırdığını belirtti.

Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Doğu Akdeniz’deki denge unsurlarından biri haline geldiğini dile getiren Tatar, bu gelişmelerin yürütülen siyasetin ne kadar doğru bir zemine oturduğunun da açık göstergesi olduğunu ifade etti.

Türkiye’nin adadaki varlığının ve garantörlüğünün sadece bugün değil, tarih boyunca da Kıbrıs Türk halkının en büyük güvencesi olduğunu belirten Tatar, Türkiye’nin bu coğrafyada verdiği kararlı duruşun tarihsel örneklerle sabit olduğunu söyledi.

– “Tarih, egemenlik mücadelemizin haklılığını ortaya koymuştur”

Kıbrıs Türk halkının verdiği mücadelenin tarihsel temellerine dikkat çeken ve Kıbrıs’ın stratejik önemini geçmişte küçümseyenlere karşı her zaman tarihten örneklerle yanıt verdiğini belirten Tatar, devlet aklının bu coğrafyayı hiçbir zaman göz ardı etmediğini ifade etti.

1880’lere kadar Osmanlı idaresinde olan Kıbrıs adasının İngiltere’ye kiralanmasının ardından yaşanan süreci değerlendiren Cumhurbaşkanı Tatar, Rum ve Yunan tarafının, İngiltere’nin de desteğiyle adayı Yunanistan’a bağlama hayalleri kurduğunu hatırlattı. Ancak Türkiye’nin “üst aklı”nın bu girişime net bir şekilde karşı çıktığını vurgulayan Tatar, “Biz adayı İngiltere’ye kiraladık, Yunanistan’a değil” diyerek Türkiye’nin gerekirse savaşmayı göze aldığını ifade etti.

Tatar, bu kararlı duruşun mimarları olarak dönemin Başbakanı Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’yu anarak, her iki ismin Kıbrıs davasının kahramanları olduğunu belirtti.

1955 yılında New York’ta yapılan temaslarda Türkiye’nin, Yunanistan’ın bu yönde bir adım atması halinde savaşacağını açıkça belirttiğini söyleyen Tatar, 1958’de Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) kurulmasıyla birlikte her türlü risk göze alınarak mücadele verildiğini, bu mücadelelerin belgelerle mahkeme kayıtlarında da yer aldığını ifade etti.

Tatar, Türk halkının ağır bedeller ödeyerek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit kurucu ortağı haline geldiğini, bu ortaklıktan doğan egemenlik hakkının halen geçerli olduğunu ve bunun özden gelen haklarla bugünlere taşındığını söyledi.

– “Bu siyasete halkımız güçlü destek veriyor”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, son dört buçuk yılda Türkiye’nin güçlü desteğiyle yürütülen milli siyasetin uluslararası alanda giderek daha fazla görünürlük kazandığını belirterek, bu sürecin halk tarafından da benimsendiğini vurguladı.

Tatar, “Yapılan kamuoyu araştırmaları, halkımızın bu siyasete yüzde 75-80 oranında destek verdiğini gösteriyor. Bu çok kıymetlidir, çünkü halkımız artık boş vaatlerin hiçbir geleceği olmadığını öğrenmiştir” diye konuştu.

KKTC’nin kendi devletine sahip çıkmasının bir zorunluluk olduğunu belirterek, altyapı yatırımlarından ekonomik ve mali iş birliği protokollerine kadar her alanda atılan adımların önemine dikkat çeken Tatar, turizm, yükseköğrenim, hafif sanayi, tarımsal projeler ve inşaat gibi sektörlerde Türkiye’nin desteğiyle hayata geçirilen projelerin ülkenin kalkınmasına doğrudan katkı sunduğunu söyledi.

– “Bilişim adası olma yolunda ilerliyoruz”

TEKNOFEST’in KKTC’de düzenlenmesinin de adanın teknoloji ve bilişim alanında bir merkez hâline gelebileceğinin göstergesi olduğunu ifade eden Tatar, bu vizyona yönelik çeşitli yeni projelerin de gündemde olduğunu, bu konuların telefon görüşmeleri ve resmi temaslarla değerlendirildiğini belirtti.

– “İki devletin iş birliğiyle ilerleyebiliriz”

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs meselesine dair geçmişteki tutumuna da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Guterres’in 2017 yılında Crans-Montana’daki müzakereleri yakından takip ettiğini ve taraflar arasında ortak bir zemin bulunmadığını net şekilde gördüğünü söyledi.

Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi María Ángela Holguín Cuéllar tarafından hazırlanan son raporda da bu durumun teyit edildiğini belirterek, ortak bir zemin bulunmadığı için yeni bir müzakere sürecinin başlatılamayacağının açıkça ifade edildiğini vurguladı.

Ancak Kıbrıs’ta iki tarafın karşılıklı faydasına olacak alanlarda teknik iş birliği yapılabileceğini ifade eden Tatar, bu kapsamda yeni geçiş kapılarının açılması, ortak enerji yatırımları, ara bölgede yenilenebilir enerji projeleri, mayın temizliği gibi konularda iş birliği yapılabileceğini söyledi.

Temmuz ayında benzer bir teknik toplantının daha yapılmasının gündemde olduğunu ifade eden Tatar, “Ancak tüm bu süreçlerde biz kendi devletimiz adına yer alıyoruz. Egemenlikten taviz vermemiz asla söz konusu değildir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının yürüttüğü egemenlik mücadelesinin asla hamaset olmadığını vurgulayarak, “Bu topraklarda doğmuş, burada yetişmiş ve halkının değerleriyle yoğrulmuş bir Cumhurbaşkanı olarak söylüyorum: Biz devlet kurduk ve bu devleti yaşatacağız. Bu bir duygu söylemi değil, tarihi bir hak ve kararlı bir duruştur” dedi.

Konuşmasının sonunda Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı’na ev sahipliği için teşekkür eden Tatar, “Kıbrıs Türk halkının sesi artık daha güçlü duyuluyor. Bu sesi duymayanlar da duymak zorunda kalacak” ifadelerini kullandı.

Tatar, konuşmasını şehitleri rahmetle anarak, gazilere teşekkür edip Türk dünyasına selam göndererek tamamladı.

Devamını Oku

“Kıbrıs’ta Çözümün Anahtarı: Eşit Egemen İki Devlet” Paneli

“Kıbrıs’ta Çözümün Anahtarı: Eşit Egemen İki Devlet” Paneli
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından “Kıbrıs’ta Çözümün Anahtarı: Eşit Egemen İki Devlet – Güçlü Birliktelik, Güçlü Gelecek” başlığıyla gerçekleştirilen panelin açılışında önemli mesajlar verildi.

Açılış konuşmalarında federasyon temelli çözüm modelinin sona erdiği, yeni dönemin iki devletli çözüm vizyonuyla şekilleneceği vurgulandı. Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun “Türkiye iki devletli çözüm vizyonunu kararlılıkla savunmaktadır.” Vurgusu yaptı Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, mevcut milli siyasete halkında desteği olduğunu belirterek, “devletimizden vazgeçmeyeceğiz” dedi. Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Başçeri de “İki devletli çözüm KKTC ve Türkiye’nin ortak vizyonudur” diye konuştu.

Türkiye İletişim Başkanlığı tarafından “Kıbrıs’ta Çözümün Anahtarı: Eşit Egemen İki Devlet – Güçlü Birliktelik, Güçlü Gelecek” paneli düzenlendi.

Lefkoşa’da düzenlenen panelin açılışında konuşan Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, adada barışın 1974 de tesis edildiğini belirtti.

Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden geçen 51 yılda tüm süreçlerin Rum tarafınca başarısızlığa mahkum edildiğini söyleyen Başçeri, “Bu tutum başta Avrupa Birliği olmak üzere uluslararası toplum tarafından görmezden gelinmiş hatta ödüllendirilmiştir.” Dedi.

Federasyon modelinin geçerliliğini tamamen yitirdiğini bunun müsebbibi de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olduğunu kaydeden Başçeri, “Kıbrıs Türkü’nün sabrı, artık tüketilmiş sözde çözüm modelleri ve beyhude zaman kayıplarıyla daha fazla zorlanmamalıdır.” İfadelerini kullandı.

Başçeri, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC konusundaki duruşlarını uluslararası toplumla net bir şekilde paylaştığını anımsattı.

“İki devletli çözüm KKTC ve Türkiye’nin ortak vizyonudur. Yeni bir müzakere olacaksa iki toplum arasında değil, egemen eşitlik içinde iki devlet arasında yürütülecektir. Bundan böyle tek çözümde iki devletli çözümdür.” Diye konuştu.

BM himayelerinde gerçekleştirilen Kıbrıs konulu genişletilmiş toplantılara işaret eden Başçeri, adada iyi komşuluk ilişkilerinin tesis edilmesi bakımından yararlı olacağını dile getirerek “Dürüstlük ve samimiyetine inandığımız genel sekreterin bu çabalarına da bu anlayışla katkı veriyoruz.” Dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da panelin açılışına bir video mesaj gönderdi.

Altun mesajında Kıbrıs meselesinin salt bir dış politika konusu olmadığını milli bir dava, yüreklerinde yer edinen kardeşlik meselesi olduğunu vurguladı.

Kıbrıs Türkü’nün tarihte Rumlar tarafından büyük acılar çektiğini kaydeden Altun, Kıbrıs Türk halkının mücadelesine dikkat çekti.

Kıbrıs için artık yeni bir çözümün konuşulmasının vaktinin geldiğinin altını çizen Altun, “Türkiye Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesini açıkça ortaya koymakta ve iki devletli çözüm vizyonunu kararlılıkla savunmaktadır.” Dedi.

Altun, Türkiye’nin KKTC’nin haklı davasını kendi davası olarak bildiğini ve gereken her türlü desteği sunmaya devam etmekte olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da etkinlikte yaptığı konuşmada Kıbrıs’ta federasyon yaklaşımının geri kalması gerektiğini belirterek resmi müzakerelerin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabul edilmesiyle ve iki devletli bir çözüm temelinde yapılabileceğini belirtti.

Cenevre’de Temmuz ayında çok taraflı bir toplantının olacağını belirten Tatar “ Biz kendi devletimizle orada olacağız KKTC ye sonuna kadar sahip çıkacağız.” Dedi.

Türkiye’nin milli siyasete verdiği desteğe dikkati çeken Tatar, “Kıbrıs’ta resmi bir müzakere süreci başlayacaksa mutlak suretle iki devletin ancak işbirliği ile böyle bir anlaşma mümkün olabilir. O anlaşmanın bir tarafının toplum değil KKTC devleti olması gerekir. ” Dedi.

Tatar, “4 buçuk yılda hiçbir şey yapılmadı” yönündeki eleştirilere de yanıt verdi.

Tatar, “Yıllardır federal temelde bir anlaşma için ne kadar zaman kaybedildi. Sayın Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, bana egemenlikten, devletten vazgeçmeyin. Aksi takdirde her şeyimizi kaybederiz demişti.” İfadelerini kullandı.

Kıbrıs Türk halkının kendi devletiyle yol yürümesinin en büyük onur olduğunun altını çizdi.

Tanısınlar ya da tanımasınlar Kıbrıs’ta egemen iki ayrı devlet olduğunu vurgulayan Tatar, “Kendi doğru yolumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Onurumuza, tarihimize bağlılığımız varsa egemenlik hakkımızdan asla vazgeçmeyiz. Biz egemeniz. Bu siyasetten vazgeçmemeliyiz. ” İfadelerini kullandı.

Tatar, federasyon oyunlarına bakılmaması gerektiğini belirterek, “İşimiz kolay değil. İşimiz tahmin ettiğimizden daha zor olabilir. Çünkü karşı taraftaki zihniyet bizi içten bölmeye, toplum içine nifak tohumları sokmaya, bizleri birbirimize düşürerek kendi emellerine ulaşmaya çalışıyor.” Dedi.

Tatar, Kıbrıs Türk halkının da milli siyasete destek verdiğini belirterek “Devletimizi yaşatacağız” vurgusu yaptı.

Devamını Oku