Evden çıkma korkusu: Agorafobiyi tetikleyen 4 etken


Birçok insan için dışarı çıkmak, günlük hayatın doğal bir parçası ancak agorafobi ile yaşayan kişiler için evden uzaklaşma düşüncesi bile yoğun kaygılara yol açabiliyor.

Agorafobi, kişinin kaçmasının zor olabileceği ya da bir panik atağı sırasında yardımın kolayca sağlanamayacağı ortamlarda bulunmaktan endişe etmesi olarak tanımlanıyor. Bu durumu yaşayan kişiler; çaresizlik ya da utanma hissi yaşayabileceği yerlerden kaçınmak için evden çıkmamayı tercih edebiliyor. Zamanla gelişen bu kaçınma davranışları, kişiyi ciddi anlamda izole edebilir. Agorafobi, kişinin işe gitmesini, sosyal ortamlarda bulunmasını ya da seyahat etmesini neredeyse imkânsız hale getirebilir. Hatta markete gitmek gibi basit görevler bile büyük zorluk haline gelebilir.
Agorafobi çoğu zaman yalnızca "açık alan korkusu" olarak bilinse de, bu tanım yetersiz kalır. Agorafobi yaşayan kişiler, güvenli olarak gördükleri alanların dışına çıkmaktan korkarlar. Bu "güvenli alan" genellikle kendi evleridir. "Tehlikeli" olarak algılanan durumlar kişiden kişiye değişse de, yaygın tetikleyiciler arasında şunlar yer alır: Evde yalnız kalmak veya dışarıda yalnız olmak Kalabalık ortamlarda bulunmak veya sırada beklemek Köprü üzerinde bulunmak Otobüs, tren veya araba ile seyahat etmek Bu korkular o kadar şiddetlidir ki, kişi bu durumlardan kaçınmak için olağanüstü bir çaba gösterebilir. İleri vakalarda evinden dışarı adım atamaz hale gelebilir ve bu durum haftalarca, aylarca, hatta yıllarca sürebilir.
Evden çıkma korkusu sık karşılaşılan bir belirti olsa da, her hastada görülmez. Korkulan bir durumla karşılaşıldığında şu fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir: Göğüs ağrısı Üşüme Boğulma hissi Baş dönmesi Mide bulantısı Uyuşma Hızlı kalp atışı Gerçeklikten kopma hissi Nefes darlığı Terleme Titreme
Uzmanlar, agorafobinin kesin nedenini henüz tam olarak bilmese de, bazı risk faktörlerinin varlığına dikkat çekiyor: Sosyal anksiyete bozukluğu veya yaygın anksiyete bozukluğu gibi başka kaygı bozukluklarının varlığı Fobiler Ailede kaygı bozukluğu veya agorafobi öyküsü Beyin kimyasındaki farklılıklar Depresyon ya da düşük özsaygı Travma ya da istismar geçmişi Travma sonrası stres bozukluğu
Araştırmalar, agorafobide genetik yatkınlığın da önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Bazı çalışmalar, agorafobinin yaklaşık yüzde 48 oranında kalıtsal olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca pandemide yaşanan uzun süreli izolasyon gibi faktörler de bu tür kaygıların gelişimini tetikleyebiliyor.
Agorafobi tedavi edilmediği takdirde zamanla daha da kötüleşebilir. Bu nedenle mümkün olan en kısa sürede profesyonel yardım almak önemlidir. Tedavi sürecinde genellikle psikoterapi ve ilaç tedavisi birlikte uygulanır.Psikoterapi, özellikle bilişsel davranışçı terapi ve sistematik duyarsızlaştırma yöntemlerini içerir. Bilişsel davranışçı terapi, olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeye yardımcı olurken, maruz bırakma terapisi kişilerin korkularıyla yüzleşmesini sağlar.İlaç tedavisinde ise genellikle antidepresanlar ve kaygı giderici ilaçlar reçete edilir.AGORAFOBİYLE BAŞ ETME YOLLARI  Profesyonel yardımın yerini tutmasa da, bazı kişisel stratejiler de agorafobi belirtilerini yönetmeye yardımcı olabilir: Nefes egzersizleri, meditasyon veya kas gevşetme teknikleri, panik atağı hafifletmeye katkı sağlayabilir. Hayatınızdaki stres kaynaklarını belirleyin ve bunları azaltmaya yönelik planlar yapın. Verywell Mind uzmanlarına göre, eğer aşırı kaygı yaşıyor veya agorafobi belirtileri gösteriyorsanız, yardım almak için uzun süre beklememelisiniz.
Benzer Videolar