Sen onu tanıyorsun ama (aslında) o seni tanımıyor! | 2025’in sözcüğü “parasosyal”
TEK TARAFLI BİR YAKINLIK HİSSİ
Parasosyal ilişki en basit tanımıyla; medya karakterleri, ünlüler veya içerik üreticileriyle kurduğumuz (aslında tek taraflı olan ama kişinin sanki iki taraflıymış gibi hissettiği) duygusal bağdır. Sevdiğiniz bir dizi karakterinin başına kötü bir şey geldiğinde gerçekten üzülmeniz, bir YouTuber’ın videolarını izlerken onunla sohbet ediyormuş gibi hissetmeniz, ChatGPT’ye yaşamınızdaki sorunları danışıp oradan fikir almanız veya favori podcast sunucunuzun hayatındaki gelişmeleri yakın bir arkadaşınızınki gibi takip etmeniz… İşte bunların hepsi parasosyal ilişki örnekleridir.
DİJİTAL ÇAĞIN KAÇINILMAZ GERÇEĞİ
Sosyal medya ve dijital platformların hayatımızın merkezine yerleşmesiyle birlikte, parasosyal ilişkiler artık sadece televizyon yıldızlarıyla sınırlı değil. Instagram'da takip ettiğiniz influencer'lar, TikTok'ta karşınıza çıkan içerik üreticileri, hatta yapay zekâ sohbet robotları bile parasosyal bağlar kurduğumuz "varlıklar" haline geldi. Aslında bu yeni bir şey değil; roman kahramanları, film ve dizilerdeki karakterler, onların başına gelenlerle üzülüp sevinmemiz bu tür ilişkinin öteden beri olan örnekleri. Özellikle çocukluk döneminde oyuncaklarla kurulan ilişkiler, cansız nesnelere de canlıymış gibi davranmak, hayali arkadaşlar da parasosyal ilişkilerin çocukluktaki örnekleri sayılabilir.
Bu durumun psikolojik açıdan ilginç yanı, beynimizin bu tür ilişkileri gerçek kişilerle kurulan sosyal bağlardan ayırt etmekte zorlanması. Evrimsel olarak yüz yüze iletişime programlanmış beynimiz, ekranda gördüğü samimi yüzlere ve sıcak seslere gerçek bir arkadaşmış gibi tepki veriyor.
İYİ Mİ, KÖTÜ MÜ?
Parasosyal ilişkilerin tamamen zararlı olduğunu düşünmek hata olur. Araştırmalar, bu ilişkilerin özellikle yalnızlık hisseden insanlar için bir tür duygusal destek sağlayabildiğini gösteriyor. Sevdiğiniz bir podcast'i dinlemek, zorlu bir günün ardından rahatlama hissi verebilir. Rol model olarak gördüğünüz birinin başarı hikayesi sizi motive edebilir.
Ancak dikkat edilmesi gereken noktalar da var:
Gerçek ilişkilerin yerini almamalı: Parasosyal bağlar, yüz yüze ilişkilerin zenginliğini ve karşılıklılığını sağlayamaz. Sadece ekran arkasındaki "arkadaşlarla" yetinmek, gerçek sosyal becerilerin körelmesine yol açabilir.
Gerçeklik algısını bozmamalı: Sosyal medyada gördüğümüz hayatların çoğunlukla filtrelenmiş, düzenlenmiş versiyonlar olduğunu unutmamak gerekir. Bu "mükemmel" hayatlarla sürekli kendimizi kıyaslamak, yetersizlik hislerine yol açabilir.
Mali sömürüye dikkat: Parasosyal bağların gücünün farkında olan pazarlama dünyası, bu duyguları ürün satmak için kullanabiliyor. "Arkadaşınız" gibi hissettiğiniz birinin önerdiği her ürünü almanız gerektiği yanılgısına düşmemek önemli.
SAĞLIKLI BİR DENGE KURMANIN YOLLARI
Parasosyal ilişkiler modern yaşamın kaçınılmaz bir parçası. Önemli olan, tüm ilişkileri olduğu gibi bu ilişkileri de sağlıklı bir şekilde yönetmek. Bunun için:
- Farkındalık geliştirin: Bu ilişkilerin tek taraflı olduğunun, karşı tarafın size cevap vermekle beraber doğrudan size karşı herhangi bir duygusu veya bağlılığı olmadığının bilincinde olun.
- Gerçek bağlantılara yatırım yapın: Aileniz ve arkadaşlarınızla mümkün olduğunca kaliteli zaman geçirmeye çalışın.
- Çeşitlilik sağlayın: Sanal dijital dünyada tek bir kişi veya içerik türüne aşırı bağlanmaktan kaçının, önemli olan sizin merak ettiğiniz ilgi duyduğunuz konu olsun, o konuya dönük farklı kaynaklardan yararlanın.
- Ara verin: Muhakkak belli bir süre sanal dijital ortamdan uzak duruğunuz saatler olsun “dijital detoks” dönemleri belirleyin ve uygulayın.
SONUÇ
Parasosyal ilişkiler ne tamamen iyi ne de tamamen kötüdür; bu ilişkiler sadece dijital çağın yeni gerçeğidir. Cambridge Sözlüğü'nün bu kelimeyi yılın sözcüğü seçmesi, toplum olarak bu kavramı anlamaya ve onunla sağlıklı bir şekilde yaşamaya olan ihtiyacımızı gösteriyor.
Belki de yapabileceğimiz en iyi şey, bir yandan gerektiği kadar ekrandaki "arkadaşlarımızdan" keyif almaya devam ederken, bir yandan da gerçek hayattaki bağlarımızı da güçlü tutmayı unutmamaktır. Sonuçta, yapay zekâ sohbet robotunun ya da bir YouTuber'ın size sarılması, başınız sıkıntıya girdiğinde yanınıza gelmesi mümkün değil ama gerçek dostlarınız bunu yapabilir. Aslında bazen ihtiyacımız olan tam da budur: Karşılıklı, samimi ve gerçek bir insan dokunuşu...