UBP-HP koalisyon hükümetinin programı, Cumhuriyet Meclisi’nde görüşülüyor

ABONE OL
Haziran 30, 2019 15:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Başbakan Ersin Tatar başkanlığındaki Ulusal Birlik Partisi -Halkın Partisi koalisyon hükümetinin programı, Cumhuriyet Meclisi’nde görüşülüyor.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, bugün hükümet programının görüşülmesi gündemiyle Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay’ın başkanlığında saat 10.40’da olağanüstü toplandı.

Genel Kurulda ilk olarak YDP başkanı Erhan Arıklı konuştu.

Halkın UBP- HP koalisyonuna büyük tepkisi olduğunu savunan Arıklı, Sn Kudret Özersay ve sözcülerinin çıktıkları her programda düne kadar yan yana oldukları arkadaşları aleyhinde sürekli suçlamalar yaptığını, bununla nereye varmayı hedeflediklerini sordu.

UBP’ye Hüseyin Özgürgün’ü hırsızlıkla itham eden bir zihniyetle nasıl koalisyon kurduklarını da soran Arıklı, bunun bir mide meselesi, vicdan meselesi olduğunu kaydetti.

Hazine ve bütçe dairesinin Maliye Bakanlığı bünyesinden alınmasını da eleştiren Arıklı, İçişleri Bakanına Merkezi Cezaevinde yaşanan ölüm olayını araştırmasını, 5 aydır Türkiye’ye iade edilmesini bekleyen merhumum neden iade edilmediğini, ulusları anlaşmalardan doğan hakların ihlal edildiğini savundu.

Tam gün Eğitime konusunda herhangi bir maddesinin bulunmasını da eleştirerek, tam gün eğitimin önemine işaret etti. Arıklı, Ciklos mevkiinde meydana gelen olayın ardından UBP’nin Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan’ın istifası istediklerini ancak şimdi söz konusu şahısla koalisyona gittiklerini belirterek , ‘şimdi birlikte nasıl oturacaklar birlikte göreceğiz ancak dün dündür bugün bugündür’ ifadelerini kullandı.

Hükümet programındaki Tarımla ilgili ifadelerin de ‘’cek-cak’’lar oluştuğunu belirten Arıklı, programda su idaresi kurulacak ifadelerin bulunamadığını, Türkiye’den gelen suyun sadece Güzelyurt’tu sulayabileceğini ancak mesaryada kullanılamayacağını belirterek” neden insanları kandırıyorsunuz.

Yapmanız gereken Türkiye’yi ikna ederek ikinci bir boru hattının kurulması “dedi Kıb-Tek konusunada da değinen Arıklı , Kıb-Tek’in borç sarmalından nasıl kurtulacağını sorarak , araştırılmasını istedi.

Arıklı, “Her adımınızı kontrol edeceğiz , ensenizdeyiz “ dedi.

Arıklı programdaki sağlıkla ilgili kısımların da ‘’cek-cak’’lardan oluştuğunu söyledi ve eleştirilerde bulundu. Arıklı YDP olarak 41. Hükümete güven oyu vermelerinin mümkün olmadığını ret oyu vereceklerini kaydetti.

Daha sonra DP Genel Başkanı Serdar Denktaş söz aldı. Denktaş, 4’lü koalisyon ile birşey söylemeyeceğini bu konuda çok konuşulduğunu ifade ederek, 41. Dönem hükümetinin programında bir şey olmadığını acele ile hazırlandığını söyledi.

Başbakan Tatar’ın ana muhalefet koltuğunda 4’lü koalisyon hükümetine al gülüm ver gülüm hükümeti dediğini anımsatan Denktaş Maliyenin kendi partisine bağlı o bakanlığın en önemli iki dairesini almasını eleştirdi. Başbakanlığa bağlanan Hazine ve Muhasebe dairesinin ile eski eserler dairesinin altının boş olduğunu ileri süren Denktaş, Maliyenin bu şekilde bölünmesinin yürüyemeyeceğini , sisteminin tamamen bozulacağını belirterek “ Maliye Bakanlığı demek ki sadece noterlik görevi yapacak” dedi.

Spor dairesi konusunda da bir kargaşa olduğunu olduğunu ileri süren Denktaş, bunların yeniden ele alınarak düzenlenmesi gerektiğini aksi halde programın gerisini konuşmaya bile gerek yok, bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerek ” şeklinde konuştu.

Hidrokarbon arama çalışmaları konusunda da değerlendirmelerde bulunan DP Genel Başkanı, bölgemizde bulunan hidrokarbon miktarının abartı olduğunu , ancak Kıbrıs’a yeteceğini belirterek, ancak bir sorun çıkarmak için bahane kullanmak isterseniz de bu rakam yeterlidir” dedi.

Tek taraflı adımlarla ilişkilerin normalizasyonuna yönelik adımlar atmalıyız, bunun için Türkiye ile birlikte hareket etmeliyiz ifadelerini de kullanan Denktaş, bu konudaki görüşlerimizi Türkiye’ye ilettik dedi.

“ Toplumlu iki kesimli bir federal yapının olmayacağı ortada, Türkiye’ye bağlanalım” söylemlerini ortaya atan bir kesimin varlığından da söz eden Denktaş , “bu devletin kurulmasından itibaren benim ve partimin aklımdaki tek düşünce, KKTC devletin yaşatılmasıdır, bizim en önemli teminatımızdır

KKTC’nin varlığı, bu devleti biz kurduk, o nedenle de yaşatılması gerekir” şeklinde konuştu .

Denktaş bu noktada ortada buluşulması gerektiğini de kaydetti. Türkiye’den planlanan para akışının bir an önce başlaması ve kurulan hükümetin dönem sonuna kadar devam etmesini ümit ettiğini de belirten Denktaş, devlete sahip çıkarmış gibi yapmayın sahip çıkın kendi özünümüze sahip çıktığımızı göstermek zorundayız. Bol hayırlı bir çalışma dönemi dilerim”dedi.

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ise 41. Hükümet, 41 kere maşşallah diyerek başladığı konuşmasında “ 4 lü koalisyon hükümeti ne söylenen nedenlerle bozul ne de yeni hükümet söylenen nedenlerle kuruldu. Kısa bir süre sonra Kıbrıs Türk toplumu bu oyunu bozacak” dedi.

Parti meclisindeki yeni hükümetin onay alması ardından Başbakan Tatar’ın gece yarısı TC büyükelçiliğine gittiğini iddia ederek gündüzler çuvala mı girmişti dedi.

Kabineye girmesine kesin gözüyle bakılan milletvekillerinin de son anda değiştirildiğini savunan Özyiğit bu durumu eleştirdi. Özyiğit, Kıbrıs sorunun artık iki toplum üzerinden konuşmanın yeterli olmadığını Kıbrıs’taki güç dengelerinin de bu konuda önemli rol oynadığını söyledi. Hükümet programında yer alan yakın gelecekte federal bir ortaklık görülmediği, ab içinde iki devlet de dahil yeni fikirlerin masaya gelmesi fikrinin ortaya atıldığını ifade eden Özyiğit, neden geçek niyetinizi bu topluma söylemiyorsunuz “ dedi.

“Federal devlet tek gerçekçi çözüm olarak karşımızda durmakta” diyen Özyiğit, TDP’nin parti meclisinde Kıbrıs konusunda alınan kararı okudu.

TDP Genel Başkanı Özyiğit, federal çözüm zemininde hareket edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.  Bugüne kadar “Türkiye yardım yapmazsa KKTC ayakta kalamaz çöker” mantığıyla hareket edildiğini ifade eden Özyiğit, 4’lü koalisyon hükümeti döneminde TC’den yardım alınmadan hareket edildiğini anlattı.

“Toplumla alay etmekten vazgeçin” diye konuşan Özyiğit, hangi kurumlar devredilecek, orada çalışanlar ne olacak bunların topluma açıklanması gerektiğini söyledi.

Türkiye’den yakın gelecekte kablo ile elektrik gelmesi gibi bir durumun olmadığını vurgulayan Özyiğit, bütün bunları bilerek hareket edilmesi gerektiğini, bu sebeple Kıb-Tek’te son çıkılan ihalenin sonuçlandırılması gerektiğini vurguladı.

Özyiğit konuşmasında 4’lü koalisyon döneminde yaptıkları çalışmaları da anlatarak, kendisine yönelik yapılan eleştirilere yanıt verdi.

TDP Genel Başkanı Özyiğit, federal çözüm zemininde hareket edilmesi gerektiğine de vurgu yaptı.

Bugüne kadar “Türkiye yardım yapmazsa KKTC ayakta kalamaz çöker” mantığıyla hareket edildiğini ifade eden Özyiğit, 4’lü koalisyon hükümeti döneminde TC’den yardım alınmadan hareket edildiğini anlattı.

“Toplumla alay etmekten vazgeçin” diye konuşan Özyiğit, hangi kurumlar devredilecek, orada çalışanlar ne olacak bunların topluma açıklanması gerektiğini söyledi.

Türkiye’den yakın gelecekte kablo ile elektrik gelmesi gibi bir durumun olmadığını vurgulayan Özyiğit, bütün bunları bilerek hareket edilmesi gerektiğini, bu sebeple Kıb-Tek’te son çıkılan ihalenin sonuçlandırılması gerektiğini vurguladı.

Özyiğit, 4lü koalisyon döneminde yaptıkları çalışmaları da anlatarak, kendisine yönelik olarak yapılan eleştirileri yanıtladı.

Özyiğit konuşmasının sonunda Cumartesi günü yapılacak güven oylamasında partisinin oyunun ‘ret’olacağını söyledi.

Özyiğit’in ardından CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman söz aldı. Erhürman bir önceki hükümet döneminde yapılanları konuşmayacağını bunu Meclis gündemine uygun bulmadığını kaydetti.

4’lü koalisyon Hükümet programının ‘’cek-cak’’lardan oluştuğunu katıldığı bir televizyon programında söylediğini ancak bununla daha somut öneriler yapılması gerektiğini söylemeye çalıştığını anlatı.

Hükümet programında somut şeyler olmadığını , ‘’cek-cak ‘’ eleştirisinin de ordan kaynaklandığını belirten Erhürman Hükümet programında yer alan yargının sorularını biliyoruz ifadelerinin detaylarıyla belirtilmediğini ve çözüm önerileri getirilmediğini belirterek “ Ne yapacaklarını bilmeden mi oy vereceğiz” dedi.

Erhürman sosyal ve ekonomik kalkınmanın öncelikli olacağını belirttiklerini ancak bu konuda da yapılacakların soyut olduğunu dile getirerek bu konuda ‘’cek-cak’’ değil somut hedefler beklediğini kaydetti.

Yüksek öğretim, bilişim ve turizm başlıklarında da hiçbir somut öneri olmadığını bu nedenle nasıl kalkınacağız sorusuna yanıt bulamadıklarını ifade eden Erhürman , kendisinin bu programda neye ele kaldıracağını bilmediğini kaydetti.

Erhürman kurumlar , dairelerle ilgili maddelerin de hukuku zorlayan adımlarla düzenlendiğini belirterek, bütçe, hazine, eski eserler ve bu gibi dairelerin hangi bakanlık altına konulacağına karar verilemediği için görünmez olduğunu belirterek “eski eserler dairesini ulaştırma Bakanlığının altına koymak dünyada görülmemiş bir şey” dedi

Hükümet programında Kıbrıs konusunda UBP HP koalisyonun federasyon modeli tezinin tüketildiğini belirten Erhürman bunun çelişkiler taşıdığını kaydetti.

Bunun TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun “şimdi ve gelecek için de federasyon dahil her türlü öneri masada olmalıdır söylemleriyle çeliştiğini ifade eden Erhürman, Siz Sn Çavuşoğlundan da farklı mı bir şey söylüyorsunuz diye sordu.

Erhürman, “Halkın önüne gerçekçi öneriler koymak zorundayız” dedi Erhürman konuşmasının sonunda hükümet programında Kıbrıs Türk halkının ekonomik kalkınması konusunda ne yapılacağını görmemiş olmalarına rağmen, ana muhalefet CTP olarak hükümete destek vereceklerini belirtti ve hükümetten kurumsal kargaşanın giderilmesini istedi.

Daha sonra TDP milletvekili Zeki Çeler söz aldı.

Çeler, ağır eleştirilerde bulunmayacağını ve her seçeneğin denenmesini yanlış bulmadığını kaydederek, “ne mutlu bana ki programda benim icraatlarım madde madde kullanılmış” dedi.

“Asıl sütten ağzı yanan Kıbrıs Türk halkıdır, öyle bir yaktık ki2,5 haftada bu halkın ağzını dondurmayı bile üfleyecek” diyen Çeler, kendilerinin denenmeyeni denediğini olup olmadığına halkın karar vereceğini söyledi.

Çeler, kendi ayakları üzerinde durabilen bir hükümet olabilmenin apayrı bir şey olduğunu belirterek” yoksa biz de kapı kapı gezer o parayı bulurduk” dedi.

Bu anlattıklarının Türkiye’yi kenara itmek anlamına gelmediğini bağımlı değil yan yana kardeş ülkeler olarak yürümeyi önemsediklerini anlatan Çeler, son günlerde TV’den dinlediği eleştirilerin ve ithamların kendini derinden üzdüğünü ve bunların kabul edilebilir olmadığını kaydetti.

Çeler, eski bakanlar kurulunun bir tv programında bir araya gelerek yüz yüze konuşmasının gerekliliğine değinerek, bakanlığı dönemindeki icraatlarını anlattı.

CTP Milletvekili Özdil Nami de , hükümetin Türkiye bize gönderi biz dağıtırız anlayışı ile hareket ettiğini söyledi.

Hükümet programında yer alan ifadeleri eleştiren Nami, hükümet programının içeriğinin zayıf olduğunu kaydetti.

Kendilerinin ekonomik tedbirler çerçevesinde birçok öneriler hazırladıklarını anlatan Nami, Türkiye’den hiç kaynak gelememesine rağmen öz kaynaklardan yatırım planları yaptıklarını kaydetti.

Yeni hükümette yapılan görev dağılımlarına da değinin Nami, kendilerinin döneminde bazı dairelerin Ekonomi ve Enerji Bakanlığından alınarak işlevsiz bırakıldığı iddialarına karşın şuanda Maliye Bakanlığına bağlı en önemli dairelerin Bakanlıktan alınmasını eleştirdi. Ekonomi ve Enerji Bakanlığı binasının kira süresinin bittiğini dile getiren Nami, binanın yapımı için öncelik verilmesi gerektiğini kaydetti.

Sanayi bölgelerine ait arsa dağıtımı için şeffaf kriter oluşturduklarını dile getiren Nami, yeni hükümetin bu yatırımları hangi yolla dağıtılacağını sordu. Organize Sanayi Bölgelerinde toplanan gelirlerin Maliye Bakanlığı altında toplandığını söyleyen Nami, OSB’den elde edilecek gelirlerin yeni bir sistemle yapılması gerektiğini kaydetti.

Enerji konusunda ise hükümet programında devam eden çalışmalar geliştirilecektir ifadelerini eleştiren Nami, enterkonnekte kablo konusunda hükümetin muhalefet döneminde çok eleştirildiğini fakat bilinmesi gerekenin enterkonnekte kablosunun tek taraflı bir çalışma ile olmadığını belirtti.

Akaryakıt alım ihalesinin kendilerinin uyguladığı şekilde “korunacak mı yoksa eskiye mi dönülecek mi” ifadelerini kullanan Nami, AKSA’nın sözleşmesi tarihi konusunda atılacak adımların da açıklanmasını söyledi.

Kıbrıs sorununa da değinen Nami, Kıbrıs sorunu ile ilgili hükümet programında yazılanların konunu ne noktaya geldiğinin hükümet tarafından pek anlaşılmadığını gösterdiğini dile getirdi.  CTP Milletvekili Erkut Şahali de, bir önceki hükümete başladığı günden itibaren sürekli düştü düşüyor söylemleri yapıldığını eleştirerek, hükümete programda bütünlük olmadığının görüldüğünü söyledi.

Gözlerinin sürekli hükümette olacağını kaydeden Şahali , Ulaştırma ve Eğitim Bakanlığı hariç dil bilgisi hataları içeren bir evrağın tartışmalarını kaydetti.

Hükümetin küçük ortağının kendini ifade etmeye çalıştıkça kötüye gittiğini ileri süren Şahali , UBP- HP koalisyon hükümetinin Kıbrıs Türk halkını dünya ile entegre olacak, çağdaş yaşam standartlarına sağlayacak çalışmalardan uzak duracaklarını inandıklarını kaydetti.

Şahali konuşmasında sektörlerin sorunlarına acil olarak çözüm beklediğini de belirterek hükümetin fikir karmaşası içerisinde olduğunu ileri sürdü. Maliye Bakanlığının bünyesindeki çarpıtmaları da eleştiren Şahali Maliye Bakanı’nın bugün maaşların döneceği konusundaki açıklamasını da eleştirdi

Mağusa- İskele-Yeni Boğaziçi imar planının nasıl ilerleyeceğini de soran Şahali, kendi dönemlerinde planın Temmuza ayında sonuçlanmasını beklediklerini, planın takipçisi olacaklarını dile getirdi.

Yurttaşlık konusunda da değerlendirmelerde bulunan Şahali hükümet ortaya koyduğu yurttaşlık yaklaşımının netleşmesi gerektiğini belirtti.

Hükümet programında Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı ile ilgili somut önerilerin ortaya konmadığını da belirten Şahali, hükümet programına bakıldığında bir tarım politikası olmadığının görüldüğünü savundu.

CTP Milletvekili Fikri Toros hükümet programının alelacele hazırlanmış olduğunu ifade etti.

Programda yer alan ekonomik kalkınma önceliğimiz olacak ifadelerinden memnuniyet duyduklarını Kıbrıs Türk halkının layık olduğu refah seviyesine ulaşmak için bölge ülkelerine gayri safi milli hasılalarına bakmak gerektiğini kaydetti.

Bölgeler ülkelerinde kişi başına düşen milli gelirin 36 bin viranda olduğunu söyleyen Toros Kuzey Kıbrıs’ta ise kişi başına ortalama gelirin ortalama 10 bin dolar olduğunu belirtti.

Kalkınmadan bahsediliyorsa Mal ve Hizmet üretiminin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini kaydeden Toros, aksi halde hayali bir kalkınma olacağını belirtti.

Konuşmasında İki bölgeli, iki toplumlu, tek uluslararası kimliği olan ve federal bir yapı temelinde birçok kez görüşmeler yapıldığını ve Kıbrıs Türk halkının iradesiyle birçok kazanımalar elde edildiğini belirten Toros her hükümet programının bu toplumsal iradeye saygılı olması gerektiğini vurguladı.

(BRT)

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.