Evrensel Hasta Hakları Derneği, sağlık hizmetlerinde eşitlik ve güvenlik çağrısı yaptı


Çocuk haklarının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri süren Dernek, çocuk hastanın ölümüyle ilgili kapsamlı, tarafsız ve bağımsız soruşturma yürütülmesini talep etti.

Hür-İş Federasyonu: "Fiyatlar artıyor, yaşam kalitesi düşüyor"

İçeriği Görüntüle

Dernekten yapılan açıklamada, her çocuğun kökeni, dili ya da uyruk fark etmeksizin sağlık hizmetine güvenle ve eşit biçimde erişebilmesi gerektiği belirtilerek, C.O.A.’nın yaşadığı süreçte etnik kökenin, bilgilendirme dilinin ve sosyal güvencenin sağlık hizmeti sunumunu etkileyip etkilemediğinin mutlaka araştırılması gerektiği ifade edildi.

Basına yansıyan bilgilere göre hastane doktorlarının çocuğun hastanede kalmasını önerdiği, ancak ailenin bu öneriyi kabul etmediğinin anımsatıldığı açıklamada, Dernek şu soruları yöneltti:

“Bu durumda aileye bu karar öncesinde ne kadar detaylı bilgi verildi? Tıbbi durumun ciddiyeti, olası riskler ve yapılması gerekenler açık ve sade bir dille anlatıldı mı? Ailenin konuştuğu dil dikkate alındı mı?”

Dernek, hastaya uygulanacak tedavinin riskleri, faydaları ve alternatifleri konusunda yapılan bilgilendirmeyi içeren “onam sürecinin” yalnızca bir imzadan ibaret olmadığını, güvene dayalı bir iletişim süreci olduğunu belirterek, hekimin hastaya ne yapılacağını, neden yapıldığını, yapılmadığı takdirde ne olacağını ve olası risklerle alternatifleri açık ve anlaşılır biçimde anlatmakla yükümlü olduğunu kaydetti.

Açıklamada ayrıca, “Aydınlatılmış onam, ancak hasta veya yakınının bilgi düzeyi, yaşı, dil yeterliliği gibi unsurlar dikkate alınarak ve gerekirse tercüman ya da görsel materyallerle desteklenerek verilirse geçerlidir. Aksi halde bu süreç yalnızca biçimsel bir formaliteden ibaret olur” ifadelerine yer verildi.

- “Sorumluluğun aileye yüklenmesi hasta hakları açısından doğru değil”

Öte yandan Dernek, sorumluluğun yalnızca aileye yüklenmesinin hasta hakları açısından doğru olmadığını savundu.

Ailenin kararı yeterli bilgilendirmeyle verip vermediğinin ve doktorların çocuğun durumu ile olası sonuçları ailenin anlayıp anlamadığından emin olup olmadıklarının incelenmesi gerektiği görüşünü paylaşan Dernek, “Bu soruların yanıtı yalnızca etik değil, aynı zamanda hukuki sorumluluğun da temelidir.” ifadelerini kullandı.

- “KKTC Anayasası, her bireye eşit ve güvenli sağlık hizmeti hakkı tanır”

Sağlık hakkının devletin en temel sorumluluklarından biri olduğu hatırlatılan açıklamada, KKTC Anayasası ve uluslararası sözleşmelerin çocuk, yetişkin, yerli ya da göçmen fark etmeksizin her bireye eşit ve güvenli sağlık hizmeti hakkı tanıdığı belirtildi.

Dernek, bu hakkın C.O.A. örneğinde hayata geçip geçmediğini ve ailenin ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetine zamanında ulaşıp ulaşamadığını da sorguladı.

Açıklamada, hasta haklarının temel unsurunun güvenlik olduğu; güvenliğin ise yalnızca fiziksel koşullarla sınırlı olmayıp doğru tanı, zamanında müdahale, yeterli personel ve etkili iletişimi de kapsadığı kaydedildi.

Sağlık hizmetlerinde kalite standartlarının tüm hastanelerde uygulanabilir ve denetlenebilir olması gerektiği belirtilen açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımladığı güvenlik, etkinlik, zamanında müdahale ve eşit erişim ilkelerinin her vakada gözetilmesi gerektiği ifade edildi.

- “Güveninin yeniden tesisi için kapsamlı, tarafsız ve bağımsız bir soruşturma gerek”

Dernek, yaşanan olayın ardından kamuoyunun güveninin yeniden tesis edilmesi için kapsamlı, tarafsız ve bağımsız bir soruşturma yürütülmesi gerektiğini; bu sürece, bağımsız uzmanların, hasta hakları temsilcilerinin ve çocuk sağlığı alanında yetkin sivil toplum örgütlerinin de dahil edilmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.

“Sorumluluk taşıyan kişi ve kurumlar yalnızca idari değil, etik ve hukuki düzeyde de hesap vermelidir” ifadelerine yer verilen açıklamada, gerçeklerin belgelerle desteklenip kamuoyuna açık biçimde paylaşılması çağrısı yapıldı.

Hasta Hakları Yasası’nın artık ertelenemeyeceğini de belirten Dernek, çocukların, göçmenlerin ve savunmasız grupların hak arama, şikâyet etme ve korunma yolları yasal güvence altına alınmadıkça benzer olayların önlenemeyeceğini ileri sürdü.

“Bu yaşananlar artık münferit olaylar olarak değerlendirilemez. Karşımızda sistemli bir ihmalkârlık, yapısal bir duyarsızlık vardır” denilen açıklamada, tüm çocukların hakkı olan güvenli, adil ve ayrımcılıktan uzak bir sağlık sisteminin kurulması için mücadelenin sürdürüleceği ifade edildi.

Benzer Videolar