Gökdoğan füzesi ve Bozdoğan füzesi, özellikleri itibariyle seleflerinden çok daha üstün teknolojileri içerisinde barındırıyor. Türkiye her ne kadar F-35 projesinden çıkartılmış olsa da modernize edilen F-16’lar bu füzeleri kullanabilecek. Peki 9 yıllık çalışmanın eseri olan bu projenin önemi ne?
İlk defa 2017 yılında düzenlenen İDEF fuarında TÜBİTAK SAGE standında yer alan Gökdoğan füzesi ve Bozdoğan füzesi, geçtiğimiz 4 yıl boyunca test faaliyetlerini sürdürdü. Bu yıl sonuna kadar da envantere alınacağı açıklandı.
Fakat geçtiğimiz günlerde bir televizyon programına katılarak soruları yanıtlayan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, halihazırda 65+ km menzile sahip olduğu bilinen Gökdoğan füzesinin yapılan geliştirmeler neticesinde 100 km’nin üzerine çıktığını, fakat gizlilik nedenleri ile net maksimum menzili paylaşmayacağını dile getirdi. Peki tüm bu füzelerin tüm özellikleri neler?
Bozdoğan füzesi, özellikleri itibariyle kısa menzilli havadan havaya bir füzedir. Genellikle uçaktan veya helikopterden atılır. Ayrıca direkt olarak Türkiye’nin 60 yıldır satın aldığı ve birim maliyeti 90 bin doları geçen ABD yapımı AIM-9 Sidewinder’ın yerini alacağını ve de özellik anlamında çok daha geliştirilmiş bir versiyonu olduğunu söyleyebiliriz.
Kısa menzilli füzelerde görmeye alışık olduğumuz bir şekilde Bozdoğan da katı yakıt motoru kullanıyor. Ön tarafında ise infrared tarayıcı sistemi bulunuyor. Fakat en gelişmiş versiyonunda IIR, yani elektro optik termal tarama sistemi bulunuyor.
Bu gelişmiş özellik ise uçakların artık birbirleriyle it dalaşına girmeden savaşabilmesine olanak sağlıyor. Yani düşman unsurun tam arkasına geçip kilitlenmesine gerek kalmıyor. Bunun yerine pilotun görüş açısındaki bir hedefe bakarak kaskı üzerinden hedefi görmesi yetiyor.
Ayrıca bu başlık sayesinde füzeler uçakların motor ısısına değil, 3 boyutlu bir şekilde tarama yaparak tamamına odaklandığı için de şaşırtıcı hedeflere yönelmek yerine asli hedefini takip edebiliyor. Menzili ise 25-35 km olarak paylaşılıyor.
Gökdoğan füzesi ise özellikleri itibariyle orta menzilli havadan havaya bir füzedir. Bu füzede ise güdüm kiti olarak infrared değil, aktif radar sistemi yer alıyor. Zaten orta ve uzun menzilli füzelerde infrared sistemleri pek görmeyiz. Çalışma prensibi ise Bozdoğan’dan çok daha farklı.
Bir savaş uçağı düşman bir unsur ile çatışmaya girmeden çok daha önce onu radar sisteminde görebiliyor. Bu tabii uçağın yetkinliği ile de alakalı bir durum. Zira bu mesafe 50 kilometre de olabilir 200 kilometre de olabilir.
Pilot ise radarında bir uçak gördüğü zaman bu verileri Gökdoğan ile paylaşarak erkenden ateşliyor. Füze uzun bir süre boyunca uçaktan aldığı verileri kullanarak yol alsa da hedefe yaklaşmadan önce kendi radarını aktif hale getirerek hedefi arayıp buluyor ve de kilitlenerek imha ediyor. Menzili ise 65+ km olarak biliniyordu. Fakat 100+ km olarak güncellendi.
2013 yılında temelleri atılan ve 2018’de ilk testleri gerçekleştirilen Göktuğ ailesinin gecikmesinin asıl sebebi ise, Türkiye bu füzeleri F-35 ile kullanmak hatta sertifikasyon çalışmaları sonrası diğer kullanıcılara satışını yapmak istiyordu. Fakat F-35 projesinden çıkartıldıktan sonra bu füzeler de acil olmaktan çıktı.
Yine de F-16’ların blok50 üzeri ya da bahsettiğimiz kaskı kullanabilen modernize edilmiş versiyonları ile birlikte de kullanmak mümkün. Bu nedenle yıl sonuna kadar envantere alınacak olmaları büyük bir artı olacaktır.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!
GAZETELER
04 Nisan 2024GÜNDEM
04 Nisan 2024SPOR
04 Nisan 2024GÜNDEM
04 Nisan 2024SPOR
04 Nisan 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.