ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, açıklamasında Myanmar Genel Kurmay Başkanı Min Aung Hlaing, Genel Kurmay Başkan Yardımcısı Soe Win, Tuğgeneral Than Oo ve Tuğgeneral Aung Aung olmak üzere dört askere kişisel yaptırım uygulandığını belirtti.

Söz konusu isimlerin ağır insan hakları ihlallerine karıştıklarına dair güvenilir bilgilerin mevut olduğunu vurgulayan Pompeo, bu isimlerin yanı sıra aile fertlerine de ABD’ye giriş yasağı getirildiğini kaydetti.

Pompeo, “Dışişleri Bakanlığı davranışları değiştirecek ve hesap verebilirliği artıracak politikalara odaklanmaktadır. Söz konusu kararın bu hedeflere ulaşmak için bir adım olduğuna inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan, ABD’nin konuya dair açıktan harekete geçen ilk devlet olduğunu belirten Pompeo, “Myanmar ordusunun ülke genelinde insan hakları ihlallerinde bulunduğuna dair raporlar gelmeye devam ederken, Myanmar hükümetinin bu ihlalleri yapanları sorumlu tutmak konusunda herhangi bir adım atmamasından endişe duyuyoruz.” dedi.

Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik

Myanmar’da Müslüman nüfusun yoğun yaşadığı Arakan eyaletinde Bangladeş sınırındaki karakollara 25 Ağustos 2017’de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, Müslümanlara yönelik kitlesel şiddet eylemleri başlattı.

BM’ye göre, 25 Ağustos 2017’den sonra Arakan’daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş’e sığınanların sayısı 745 bine ulaştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.

Bangladeş, ülkedeki Arakanlı mültecilerin yurtlarına dönüşü için Myanmar ile vardığı anlaşmayı uygulamaktan vazgeçerken uluslararası medya ve yardım kuruluşlarının Arakan bölgesine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti ise Arakanlı Müslümanların dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri yerine getirmedi.

BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.

İnsan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanların güvenli ortam sağlanmadan Myanmar’a dönmelerinin, yeni bir etnik temizlik kampanyasına yol açacağı endişesini taşıyor.