CTP, konuyla ilgili açıklamasında “Dolayısıyla toplumsal gelişme ve toplumsal yararı göz ardı eden, kişiye özel bir karar ile karşı karşıyayız. İmar adaletini göz ardı eden ve kamu vicdanında reddedilen bu hamle ile hükümet, gayrı yasal kaçak bir inşaatı yasallaştırma girişiminde bulunmuştur” değerlendirmesinde bulundu.
Yapılacak olan değişikliğin kamuoyunda Zeyko Yağ Fabrikası olarak bilinen alanda, yürürlükteki mevzuata aykırı olarak inşaatı sürdürülen turistik tesisi kurtarma operasyonu olarak başladığını ancak Çatalköy’de bulunan Hz. Ömer tekkesi doğusundaki arazileri de kapsayacak şekilde genişletildiğine işaret edildi.
Açıklamada, “Bu düzenlemenin uygulanması durumunda, her geçen gün kamuoyunda itibarını yitiren hükümet otoritesi ve bu değişikliği üstlenen planlama makamı daha da yıpranacaktır. Yıllardan beridir kişiye özel işlerin yapılması nedeniyle kamuoyu nezdinde itibarı günden güne aşınan Şehir Planlama Dairesi’nin itibarı da sıfır ile çarpılacaktır” denildi.
“EMİRNAMENİN KULLANIMI, YASADAKİ AMACINA AYKIRIDIR”
Emirnamelerin ne amaçla kullanılacağının 55/89 sayılı İmar Yasası’nda belirlendiğine dikkat çekilen açıklamada, bu yetki yıllardan beridir amacına ve yasanın ruhuna uygun olmayan biçimde kullanıldığı iddia edildi.
Açıklamada, “Emirnameler, yaygın ve hızlı gelişmelerin olduğu alanlarda bu yaygın ve hızlı gelişmeyi kontrol altına almak amacıyla çıkarılabilir. Oysa Girne II. Bölge Emirnamesi değişikliği böylesi bir yaygın ve hızlı gelişmeyi kontrol etmek amacıyla yapılmamıştır” denildi.
CTP’nin hükümette olduğu dönemde yürütülen Girne-Çatalköy İmar Planı çalışmalarının şu anda devam ettiği kaydedilen açıklamada, bu çalışmanın, Planlama Makamı ile Girne ve Çatalköy belediyeleri tarafından birlikte sürdürülüp, takvimlendirildiği belirtildi.
Açıklama, “Bilimsel bir planlama çalışması yürütülürken böylesi bir değişikliğin sürdürülmekte olan bu planlama çalışmasını da sekteye uğratacağı açıktır. Oysa ki, Girne-Çatalköy İmar Planı’nı daha kısa bir sürede de sonuçlandırmak ve olası yatırımcı taleplerini düzenlemek, planlamak mümkündür” şeklinde devam etti.
“KOŞULLARDA NE DEĞİŞTİ?”
CTP’nin değerlendirmesi şöyle sürdü:
“Ancak amaç, planlama anlayışının ve halkın katılımının terk edilmesi olduğu için hükümet, gelişigüzel tedbirlerle günü kurtarmak hedefinden hareketle, günübirlik faaliyetlerle ülkenin geleceğini tehlikeye sokmaktan ve en güzel bölgelerimizi betonlaştırmaktan çekinmemektedir.
Hükümette olduğumuz dönemde konu gündeme gelmiş ve bu yönde bir Emirname değişikliğinin sorunlar yaratacağı konusunda görüşlerimizi ilgili çevrelere ayrıntıları ile bildirmiştik. Başlatılan Girne – Çatalköy İmar Planı çalışmasına bağlı olarak konunun ileride değerlendirilebileceği ancak talebin karşılanıp karşılanmayacağına halkın karar vereceği belirtilmişti. Genel koşullarda bugün itibarı ile ne değişti ki konu apar topar gündem yapılıp emirname değişikliğine gidildi? Bilinmesi gerekir ki, hükümetin bu tavrı, tamamen kişiye özel, spekülatif bir değişikliktir.”
“EMİRNAME DEĞİŞİKLİĞİ ÜLKESEL FİZİK PLANA AYKIRIDIR”
Emirname değişikliğinin, Temmuz 2015’te Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak, yürürlüğe giren Ülkesel Fizik Plan’ın turizmle ilgili politikalarına da aykırı olduğuna işaret edilen açıklamada, “Ülkenin turistik tesisleri ve yatak kapasitesinin yüzde 70’i Girne bölgesinde yer almaktadır. ‘Kitle turizmi’nin Girne bölgesinde teşvik edilmemesini önerirken kitle turizminin artırılmasına yönelik olarak 4 tane yeni mavi bölge (kitle turizmi alanları) ilan edilmesi Ülkesel Fizik plan kararlarına aykırıdır. Gerek bölge politikalarında, gerekse de sektör politikalarında bu konu ile ilgili açık maddeler bulunmaktadır” denildi.
CTP açıklaması şöyle devam etti:
“UBP-DP hükümeti bizi şaşırtmadı. Yine kişiye özel, yine hak ve hukuk tanımayan, yine halkı yok sayan, yine kamu vicdanını yaralayan, yine kamu yararını yok eden bir anlayışla iş yaptığını sanıyor. Ülkemizin sadece bugününü değil geleceğini de tehlikeye atan bir anlayışla karar alıyor. Sorumluluktan uzak, çevre bilincinden yoksun, planlamanın öneminden bihaber olarak. CTP kararlılıkla mücadelesini sürdürecek, bu ve buna benzer uygulamalar konusunda hem halkı bilgilendirecek hem de gerekli tavrı sergilemekten geri durmayacaktır. Bu yıkım, bu talan durmalıdır. Hükümet aldığı bu karardan hemen vazgeçmelidir!”