Gazeteci, yazar, senarist, modacı gibi pek çok özelliği barındıran usta kalem Şule Yüksel Şenler dün 81 yaşında vefat etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eyüp Sultan Camisi’nde düzenlenen cenaze törenine katıldı.
Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Geride bıraktığı miras çok büyük ve anlamlı”
“Geride bıraktığı miras gerçekten çok büyük ve anlamlıdır. Özellikle de kendisinin yaşadığı dönemde STK hareketlerini İslami kesimde en öne çıkarabilen isimlerden bir tanesi olmuştur Şule Yüksel Şenler Hanımefendi.
“Son dönemin bayrak şahsiyetlerinden”
Hayat tarzını kendisine dayatılan şekilde değil de inancının gerekleri doğrultusunda yaşamak için verdiği mücadele onu son dönemin bayrak şahsiyetlerinden biri kıldı.
“Adına bir kütüphane ve müze açacağız”
“İnşallah Şule Yüksel Şenler Hanımefendi adına bir kütüphane ve müzeyi de en yakın zamanda açmak suretiyle, burada hem kütüphanede, müzede hemhal olmak hem kabrini ziyaret etmek suretiyle de inanıyorum ki kendilerini kabrinde çok daha mutlu etme fırsatını bulacağız.”
Şule Yüksel Şenler kimdir?
Pek çok konuda ilkleri yaşamış, tavizsiz bir isim olarak öne çıkan ve hayatı mücadelelerle geçen Şenler, 29 Mayıs 1938’de Kayseri’de dünyaya geldi.
Pek çok konuda ilkleri yaşamış, tavizsiz bir isim olarak öne çıkan Şenler’in hayatı mücadelelerle geçti.
Aslen Kıbrıslı olan ve küçük yaşlardayken ailesinin İstanbul’a göç ettiği Şenler, Koca Ragıp Paşa İlkokuluna giderken ailenin ekonomik durumu bozuldu.
Annesi kalp krizi geçirip yatağa düşünce Şenler, öğrenimini ortaokul ikinci sınıfta bırak zorunda kaldı.
Ermeni bir terzinin yanında çalışmaya başlayan Şenler’in bu tecrübesi, onun ileride kendi başörtüsü modelini tasarlamasına öncülük etti.
Yazı hayatına 14 yaşında Yelpaze Dergisinde hikayelerle başladı. Asıl adı Yüksel olan Şenler, yazılarında isminin önüne Şule’yi ekleyerek erkek olmadığını vurgulamak istedi. Böylece yazı hayatında Şule Yüksel adıyla tanındı ve ünlendi.
Şenler, 21 yaşında da gazetecilikle tanıştı. İlk köşe yazılarını Kadın gazetesinde “Duyuşlar” adı altında kaleme aldı.
Amansız bir hastalığa yakalanıp hastanede tedavi altına alınan ağabey Özer Şenler’in kendisine “Risale” okumasını tavsiye ettiği Şenler’in örtünme ve namaz kılmaya yönelimi başlamış oldu.
Şenler, 1965’te görüntüsüyle düşüncelerinin uymamaya başladığından hareketle tesettüre girdi. Ardından Mehmet Şevket Eygi’nin çıkardığı Yeni İstiklal Gazetesinde yazılar kaleme aldı.
Buradaki yazılarından ötürü Şenler’e birçok kez dava açıldı. Türk Kadınlar Birliği’nin şikayeti üzerine hakkında açılan davayla birlikte Şenler’in hayatında yeni bir süreç başladı.
Konferanslarıyla 1960-70’li yıllara damgasını vurdu
Şenler, başörtü konusunun eğitimli Müslüman kadının hayatına girmesine vesile olurken, gerek yazıları gerekse konferanslarıyla da 1960-70’li yıllara damgasını vurdu.
Anadolu’yu dolaşarak verdiği konferanslarla tartışmalar başlattı. Onu taklit eden genç kızların başlarını aynı şekilde örtmesi sonucu bu tartışmalar daha da alevlendi ve Şenler’in örtünmesi gibi başlarını bağlayan kadınların sayısı sürekli arttı. Bunun üzerine bu tür örtünmeye “Şulebaşı” denildi.
Şenler’in yazıları da büyük ses getirmeye başladı ve bunun üzerine yayın hayatına 1960’da başlayan Bugün Gazetesi’nin yazar kadrosunda yer aldı.
Kadın gazetecilerin parmakla gösterildiği bir dönemde üstelik başörtülü bir kadın gazeteci olarak dikkatleri üzerine çekti.
Konferans, yazı hayatı derken Şenler, ağabeyiyle birlikte çıkardığı “Seher Vakti’nde” modern başörtüsü ve pardösü modelleri de çiziyordu. Bu modeller, Anadolu’da genç kızlar arasında çığ gibi yayıldı. Başını örten kızlar, üniversitelerde de bu şekilde okumak istedi.
Affı reddedip, cezasını sonuna kadar çekti
1971 yılında Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, “Sokaktaki örtülü kadın ve kızların öncüleri cezalarını çekecekler.” diyerek Şenler’i işaret etti.
Bunun üzerine Şenler, Sunay’a hitaben bir mektup yayımlayarak “Cumhurbaşkanının Allah’tan ve milletten özür dilemesi gerektiğini” savundu. Bunun üzerine Şenler, Cumhurbaşkanına hakaretten ötürü tutuklandı ve 8 ay cezaevinde kaldı.
Böylece 4 yıldır sürdürdüğü Bugün gazetesindeki yazarlığı son buldu. Cevdet Sunay, iki ay sonra Şenler’i affetti. Ancak Şenler, affı reddetti ve Bursa Cezaevinde cezasını sonuna kadar çekti.
Cezaevinden çıktıktan sonra Türkiye’nin dört bir yanına dolaşarak konferanslar vermeyi sürdürdü. Hür Söz, Yeni İstiklal, Babıalide Sabah gazetelerinde kadın sayfaları hazırladı. Bugün gazetesinde 1967-71’de köşe yazarlığı yaptı. Seher Vakti Dergisi’nin başyazarı oldu. 1980’den sonra Zaman ve Milli Gazete’de yazdı.
Romanı, film ve dizilere konu oldu
Şenler’in, Huzur Sokağı adlı eseri, Yücel Çakmaklı’nın yönettiği İzzet Günay ve Türkan Şoray’ın rol aldığı Birleşen Yollar adlı filme konu oldu.
Huzur Sokağı adlı romanı daha sonra aynı isimle bir televizyon kanalında dizi olarak izleyiciyle buluştu. Şule Yüksel Şenler ilerlemiş yaşına ve rahatsızlığına rağmen ara ara gazete ve dergilerde çeşitli yazılar kaleme alarak yayın alanındaki faaliyetlerini sürdürmeye çalıştı.
Huzur Sokağı’nın yanı sıra Şenler, Gençliğin Izdırabı, Hidayet, Bize Ne Oldu, İslam’da ve Günümüzde Kadın, Duyuşlar, Her şey İslam için, Uygarlığın Göz yaşları, Kız ve Çiçek, Sağ El, Bir Bilinçli Öğretmen ve Yılanla Tilki gibi eserleri de kale aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan’ın evliliklerine ara bulucu olduğu belirtilen Şenler’in hayatı, gazeteci Demet Tezcan tarafından, “Bir Çığır Öykü: Şule Yüksel Şenler” isimli kitap ile kaleme alındı.
Bu denli aktif bir yaşamdan sonra 15 yılı hastalıklarla mücadele ederek geçiren Şenler, dün yaklaşık 8 aydır tedavi gördüğü Bağcılar Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nde hayatını kaybetti.
GAZETELER
11 Nisan 2024GÜNDEM
11 Nisan 2024SPOR
11 Nisan 2024GÜNDEM
11 Nisan 2024SPOR
11 Nisan 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.