Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Nezdindeki Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Altay Cengizer tarafından düzenlenen konferansa Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Uluslararası Sualtı Kültür Mirası Komisyonu (ICOMOS ICUCH) Genel Sekreteri Doç. Dr. Hakan Öniz, Sualtı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan, Türkiye Sualtı Arkeoloji Vakfı (TINA) Başkanı Oğuz Aydemir, UNESCO Sualtı Kültürel Mirasın Korunması Sorumlusu Ulrike Guerin ve çok sayıda yabancı katıldı.
Akdeniz Üniversitesi Sualtı Araştırmaları Merkezi Öğretim Üyesi Öniz, arkeoloji alanında dünyanın birçok kentinde konferans düzenlediklerini, 2012’de UNESCO ile Selçuk Üniversitesinin liderliğinde UNESCO Su Altı Arkeolojisi Unitwin Network’u kurduklarını anlattı.
Yeni bulunan 3 bin 600 yıllık gemi batığının dünya basınında geniş yer bulduğunu vurgulayan Öniz, konferansta batık gemi hakkında fotoğraflarla detaylı bilgi verdi.
“Türkiye’nin yaptıkları bizi çok memnun ediyor”
UNESCO Sualtı Kültürel Mirasın Korunması Sorumlusu Guerin, programın ardından yaptığı açıklamada, sualtı arkeolojisi konusunda ciddi araştırmaların yapılması gerektiğini belirterek, “Türkiye’nin yaptıkları bizi çok memnun ediyor. Türkiye ile uzun yıllardır iş birliği içerisindeyiz.” dedi.
Guerin, Kemer’deki Sualtı Müzesinin çok turist çektiğine işaret ederek, insanların sualtı arkeolojisine merak duyduğunu söyledi.
Türkiye’de dünyanın en eski gemi batığının bulunmasının “heyecanlandırıcı” olduğunu ifade eden Guerin, Türkiye’nin sualtı arkeoloji çalışmalarını da desteklediğinin altını çizdi.
Sualtı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan da 3 bin 600 yıllık gemi batığını görüntülemenin güzel bir duygu olduğunu dile getirdi.
Gemi batığı bulunduktan ve üzerinde araştırma yapıldıktan sonra görüntüleme konusunda destek sağladığını söyleyen Ceylan, Türkiye’de söz konusu geminin bulunmasının dünya mirası açısından önem taşıdığını vurguladı.
“Türkiye, en zengin sualtı arkeolojik zenginliklerine sahip bir ülkedir”
TINA Başkanı Oğuz Aydemir, başkanlığını yaptığı vakfın sualtı arkeoloji faaliyetlerini desteklemek amacıyla iş adamları tarafından 20 yıl önce kurulduğunu kaydetti.
Türkiye’nin, sualtı arkeolojik zenginliklere sahip bir ülke olduğunun altını çizen Aydemir, sualtı arkeolojisinin temel ilkelerinin Türkiye’de yazıldığını ifade etti.
Aydemir, Akdeniz’de milattan önce 1600’den bugüne kadar her yüzyıldan birkaç gemi batığı bulmanın mümkün olduğunu söyledi.
Bunların insanlık tarihine de ışık tuttuğunu belirten Aydemir, Türkiye’de bulunan zenginliklerin dünyada tanıtılması konusunda üzerine düşen görevleri yerine getirdiklerini anlattı.
Programda söz konusu gemi batığını tanıtan bir video gösterimi de yapıldı.
Bulunan gemi batığı
Antalya Valisi Münir Karaloğlu tarafından yaklaşık bir ay önce yapılan açıklamada, Antalya’da milattan önce 1600’lü yıllara tarihlenen 14 metrelik gemi batığı bulunduğu bildirilmişti.
Gemi batığının Kemer ilçesindeki Akdeniz Üniversitesi Sualtı Araştırmaları Merkezinin çalışmaları sonucunda kentin batısında bulunduğu ve “Batı Antalya Batığı” adı verildiği belirtilmişti.
Geminin Kıbrıs yönünden batıya doğru seyir halindeyken fırtınaya yakalanıp kıyıya çarparak battığı düşünülüyor. Bu batığın bulunuşuna kadar “dünyanın en eski batığı” tanımlaması Kaş’ta bulunan Uluburun Batığı için yapılıyordu.
Yürütülen çalışmalarda batığın yaklaşık 50 metre derinlikte olduğu ve en az 1500 kiloluk külçe bakır yükü bulunduğu kanıtlandı.
Kaynak: AA
GAZETELER
02 Nisan 2024GÜNDEM
02 Nisan 2024SPOR
02 Nisan 2024GÜNDEM
02 Nisan 2024SPOR
02 Nisan 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.