Haydarpaşa Garı’ndaki arkeolojik kazılar tarihe ışık tutuyor

ABONE OL
Ağustos 31, 2019 15:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tarihi Haydarpaşa Garı ve çevresinde Marmaray çalışmaları sırasında rastlanan tarihi kalıntılar üzerine İstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından başlatılan arkeolojik kazılara devam ediyor.

2018 Mayıs ayında başlatılan çalışmada bulunan tarihi kalıntılar, ‘Körler Ülkesi’ olarak adlandırılan Khalkedon (Kadıköy) antik şehrine ait önemli ipuçları verdi.

Khalkedon’a ait çok sayıda mimari yapı, 5’inci yüzyıla ait olduğu belirtilen bir kilise, aynı döneme ait ve anıt mezar olduğu düşünülen bir yapı ile 6 bine yakın bronz sikke bulundu.

“İyi bir çalışma dönemi geçirdik”

İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Rahmi Asal, Kazı çalışmaları ve ortaya çıkarılan buluntular hakkında çalışmaların 300 bin metrekare alanda devam ettiğini belirterek, şunları söyledi:

“Haydarpaşa Garı’nın arkasından başlayıp İbrahim Ağa’ya doğru devam eden kocaman bir alan burası. Çalışmalar çok zor. Limanın içinde, Kadıköy’ün, Khalkedon’un antik batı limanı içinde çalışıyoruz. Bölgede devamlı bir mimari faaliyet görülüyor. Çalışmalar Kültür Bakanlığımızın denetiminde, başkanlığında yürütülüyor. Ulaştırma Bakanlığı da gerekli destekleri sağlıyor. İyi bir çalışma dönemi geçirdik.” 

“Büyük bir heyecan yarattı”

İlk kazının başladığı alanda bir duvar yapısı ile karşılaştıklarını ifade eden Asal, “Bize büyük bir heyecan yarattı. Böyle büyük bir duvarın antik limanla ilişkili olacağını önce düşündük. Sonra hem yapım tarzından hem de arşiv araştırmalarından Osmanlı Dönemi’ne ait bir yapı olduğunu ve yaklaşık 1872’de yapılarak set duvarı olarak kullanıldığı anlaşıldı.  Arkamızda İngiliz mezarlığı var. Ancak Bağdat Demiryolu yapımında bir inşaat mühendisi onun ucundan denize doğru bu antik limanının mendireğinin uzandığını belirtiyor. Ama bugüne kadar söz konusu ile ilgili kalıntıya rast gelmedik. Belki de Osmanlı Dönemi’nde o bahsedilen inşaat mühendisinin bahsettiği kalıntıya bir müdahale yapılarak Osmanlı Dönemi’nde set duvarı yapıldı diyoruz ama ilerleyen zamanda başka bir sonuç çıkarsa onu da paylaşırız” dedi.

Helenistik dönemine ait yapı grubu bulundu

Peron bölgesinde yapılan kazıları hakkında konuşan Asal, “1960’larda yapılan betonarme ve taş yapılardan başlayarak Helenistik Dönemi’ne kadar giden bir yapı grubu mevcut. Bunlar birbirlerini kesen ve bozan yapılardan. Genel olarak mimariye bakarsak buradaki yapıların birçoğu Erken Bizans Dönemi yapı gruplarıdır. Ama buradaki kazı alanında bir de ilk kazı sırasında tahmin ettiğimiz farklı bir yapı grubu ile karşılaştık. Elde ettiğimiz tespitlerde bu yapının Helenistik döneme ait olduğunu yani M.Ö 4’üncü yüzyıla ait bir platform olduğu tahmin ediyoruz. Hemen platformun altında Erken Bizans Dönemi’ne ait olan bir sütun başlığı toprağın altında duruyor” ifadelerini kullandı.

5. Yüzyıla ait kilise kalıntılarına da rastlanıldı

Peron 2 kazı alanında yapılan çalışmalar da önemli buluntulara rastlanıldı. Burada rastlanılan mimari kalıntıların, birçok kaynakta Khalkedon kent haritası üzerinde işaretli olan Hristiyan dünyasında önemli bir yeri olan Sainte Bassa kilise-manastırı olduğu tahmin ediliyor. İçinde kemiklerin olduğu gömüyle karşılaşıldı. Gömülerin dinsel anlamda önemli kişiler olabileceğini söyleyen Asal, şunları anllatı:

“Titiz bir çalışma ile uzun zamandır bu kemiklerle ilgileniliyor burada. 26 kafatasından 26 net gömünün olduğunu söyleyebiliriz. Ancak kemik sayısına baktığımızda daha fazla gömünün olduğu tahmin edilmekte” dedi.

İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Asal, “Kazı çalışmalarımızı ilerlettiğimizde, titiz çalışmalarımız sırasında bir ocak kalıntısı ortaya çıktı. Bununla birlikte bir takım buluntular da elde edildi. Bir tabak, bir sikke bulduk. Sikke de 3. Murat dönemine 1590’a tarihlenen bir sikke. Önemli bir gelişmeydi bizim için” dedi.

T planlı anıt mezar buluntuları

Kazı alanının en eski yapılarından biri de ‘İbrahim Ağa’ bölgesinde yer alıyor. Burada ‘T’ planlı olduğu belirtilen yapının henüz temeline ulaşılamadığını belirten Asal, “Alan açıldıkça, kalıntılar ortaya çıktıkça farklı bir yapı tipi ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. ‘T’ şeklinde almaşık taş ve tuğla örgülü bir yapı karşımıza çıktı. Bu bölgedeki istasyon bölgedeki platformdan sonra kazı alanındaki en erken yapı olduğunu düşünüyoruz. Tahminen 4 – 5. Yüzyıla ait bir yapı. Tek bir yapı olması ve biraz daha nispeten uzak bir yerde bu yapının olması bir mezar anıtı olma ihtimali üzerinde duruyoruz. Ama ilerde tabanda yapılacak çalışmalarda elde edilecek buluntularla belki daha net bir açıklama yapabiliriz. Belki de kendini şu ana kadar gizlemiş önemli bir yapı ile karşı karşıya olabiliriz” şeklinde konuştu.

“İnanılmaz sayıda sikke geliyor ”

İbrahim Ağa bölgesinde kazı bölgesinin sonundaki çalışmalar hakkında konuşan Asal, “Buradan inanılmaz sayıda bir sikke geliyor. Bugüne kadar bütün alanda 6 bine yakın sikke tespit edildi. En büyük grubu da buradan geldi. İlk etapta biz buranın sikke üretim alanı olabilir mi diye bir tereddüt yaşadık. Ancak ona yönelik herhangi mimari kalıntı ve bu düşüncemizi destekleyecek bir bulgu çıkmayınca bu fikrimizden vazgeçtik. Sonuç olarak bu yapı grubunun olduğu bölge liman arkası diye adlandırdığımız bir bölgede. Paranın en çok, ticari alışverişi için döndüğü noktalardan birisi bu liman bölgesi” dedi.

“Kadıköy arkeolojisi ve tarihi ile gün ışığına çıktı”

Osmanlı, Bizans, Helenistik ve Klasik Döneme dair Kadıköy’ün güzel bir tabakalaşmasını burada tespit ettiklerini söyleyen Asal, Kadıköy hep yazılarda, tarihçilerin bahsettiği antik kaynakların aktarımları ile arkeolojisi ve tarihi ile biliniyordu. Bu yaptığımız işle Kadıköy gerçekten arkeolojisi ve tarihi ile yeniden gündeme oturdu ve gün ışığına çıktı diyebiliriz” dedi.

Kaynak: DHA

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.