Her yıl binlerce işçi, hayatlarını kazanmak için yaşadıkları topraklardan ayrılarak çeşitli tarım bölgelerine çalışmaya gidiyor.
Nisan ayından itibaren memleketlerinden ayrılmaya başlayan işçiler, İç Anadolu’nun köylerinden Çukurova’ya veya Ege’nin dağlık köylerine göç ediyor.
Tarım mevsimi bitene kadar pancar, soğan, pamuk, ayçiçeği çapasıyla uğraşan işçiler, birçok şehirde kendi imkanlarıyla kurdukları derme çatma çadırlarda yaşamak zorunda kalıyor.
Evlerine hasret yaşıyorlar
Tarım işçileri, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığının ortaklığında, Ankara’nın Polatlı ilçesinde kurulan özel tesiste, mevsimlik işçi olmanın ve evlerine hasret yaşamanın zorluklarını anlattı.
Mevsimlik Tarım İşçileri Yerleşkesi’nde, banyo, mutfak, elektrik ve su bulunuyor. Ayrıca, okul ve sağlık hizmetleri de veriliyor. İşçiler, derme çatma çadırlarda barınan işçilere göre daha rahat koşullarda yaşıyor.
Sarı kır çiçekleri arasından geçerek ulaşılan Sarıoba köyündeki tesise, anne babaları tarlaya çalışmaya giden çocukların sesleri hayat veriyor.
Oyun oynayan çocukların kimi öğretmen, kimi doktor, kimi de mühendis olmanın hayalini kuruyor.
Haneler arasından geçildiğinde ateş başında yufka pişiren, hortumla halı yıkayan, çocuklarına leğenin içinde banyo yaptıran kadınlar ve bebeklerin sesleri duyuluyor.
Çocuklarına iyi bir gelecek sunmak istiyor
Şanlıurfa’dan Polatlı’ya her yıl eşi ve 3 çocuğuyla gelen Fatma Karaca, mayıstan kasıma kadar memleketlerinden uzakta yaşadıklarını söyledi.
Polatlı’da bulunduğu sürede hem çocuklarıyla ilgilendiğini hem de tarlaya gidip çapa yaptığını anlatan Karaca, bir anne olarak çocuklarına iyi bir gelecek sunmak istiyor.
Bakanlık tarafından kurulan tesislerde daha iyi koşullarda yaşadıklarını da belirten Karaca, “Çadırlarda yaşarken yağmur olduğu zaman sular içeri basardı, rüzgar olduğunda çadırlar uçardı. Hiç olmazsa şimdi ne su giriyor ne de çadırlarımız rüzgar olduğu zaman uçuyor. Öyle bir sıkıntımız yok, elektriğimiz, suyumuz var” dedi.
Çocuklar okulsuz kalmıyor
Mersin’den gelen 7 aylık hamile Kevser Selmuh da eşi, kayınvalidesi, kayınpederi ve 2 kızıyla, doğacak bebeğini kucağına alacağı günü Sarıoba köyünde bekliyor.
Bebeğini gurbette doğurmanın burukluğunu yaşayan Selmuh, çocuğunu evinde büyütmenin hayalini kuruyor. 19 yaşındaki Selmuh, alıştığı yerden uzak olmanın zorluğunu anlattı.
İşçi çavuşu Mehmet Nuri Kalkan ise, 20 senedir tarım işçisi olarak Adana ve Polatlı’da çalıştıklarını ve göçer bir hayat sürdüklerini anlattı.
Göçer yaşamın ağır şartları olduğunu, en büyük sıkıntıyı da çocukların eğitimi konusunda yaşadıklarını vurgulayan Kalkan, geçmiş senelerde çocuklarını dönem devam ederken okuldan almak zorunda kaldığını belirtti.
METİP Yerleşkesi’ndeki okul bulunmasından duyduğu memnuniyeti ifade eden Kalkan, “Ben çocuğumu Adana’dan alıp 3 ay buraya geliyordum, okulsuz kalıyordu ama şu an çocuğum okuyabiliyor. Öğretmeni var, sağlık ekibi var” dedi.
Kaynak: AA
GAZETELER
14 Nisan 2024GÜNDEM
14 Nisan 2024SPOR
14 Nisan 2024GÜNDEM
14 Nisan 2024SPOR
14 Nisan 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.