İstanbul dendiğinde akla ilk olarak dünyaca ünlü Boğaziçi gelir.
İki kıta arasında yer alan İstanbul Boğazı, doğal güzelliğinin yanı sıra, 1851 yılında Şirket-i Hayriye’nin ilk vapurunun çalışmasıyla ulaşım açısından da şehir için önemli bir alternatif haline geldi.
Günümüzde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Şehir Hatları tarafından sürdürülen ulaşım hizmetiyle günde binlerce kişi kıtalar arası yolculuk ediyor.
Yoğun trafiğe çözüm sunan ve Boğaz havasının keyfini yaşatan bu ulaşım ağında birçok kişinin her gün gördüğü ancak adını pek bilmediği bir meslek grubu var: Çımacılık.
Tarihi meslek
Çıma, halat ucu demek. Çımacıların görevi, iskeleye yanaşan gemiyi halatlarla iskeleye bağlayıp, yolcuların gemiye güvenle inip binmesini sağlamak. Çımacılık, İstanbul’da yüzyıldan fazla geçmişe sahip.
Şirket-i Hayriye döneminde yaz aylarında yaşanan yoğunluk nedeniyle geçici çımacı alımı yapılırken, günümüzde İstanbul’da 47 iskelede 107 personel çalışıyor.
Zaman içinde teknolojinin gelişmesiyle beraber vapurlar ve iskeleler değişse de çımacılara düşen görev hiç değişmedi.
Sabah 06:30’da başlayan mesaileri gece 01:00’de son vapur hareket edene kadar sürüyor. İki vardiya halinde çalışan çımacılar yaz kış demeden görevlerine devam ediyor.
En zor dönem kış mevsimi
İskeleyi ilk açan ve ilk gelen kişiler çımacılar oluyor. Görev süreleri boyunca işlerinin temelinde yatan gemi bağlama işini en hassas şekilde gerçekleştirmek zorundalar.
Yaşanabilecek en ufak bir sorun, mal ve can kaybına yol açabilir. Onlar da bu bilinçle gelen her gemiyi sıkı sıkı bağlıyorlar iskeleye. Her gün yüzlerce halatı kavrayıp düğümlüyorlar. Çımacıları en çok zorlayan durum ise halatlardan ziyade olumsuz hava şartları.
Mehmet Köksoya da on yıldır Şehir Hatları’nda çımacı olarak görev yapıyor.
İstanbul’un bütün büyük iskelelerinde halat tutan Köksoya, mesleğin zorlukları hakkında şunları söyledi:
“Kış ayları daha zor geçiyor. Hava şartlarından dolayı gemilerin yanaşması daha zor oluyor ama biz hava şartları ne olursa olsun yolcuların güvenliği için iskeleye gemi geldiği sürece o gemiyi bağlamak zorundayız. Bizim görevimiz bu.”
Sürekli açık havada çalışan çımacılar yağmur kar ve don gibi hava şartlarında da görevlerini sürdürüyor, deniz ulaşımını tercih eden yolcuların güvenliğini sağlıyor.
“Çocuğunu unutan oluyor”
Günde binlerce yolcunun gelip geçtiği iskelelerde yıllar içinde ister istemez unutulamayacak anılar da birikiyor.
Bunlardan birçoğu da yolcularla ilgili. Bugünlerde Karaköy iskelesinde görevini sürdüren Mehmet Köksoya, gemide bebek bile unutulduğunu şöyle anlatıyor:
“Genelde insanlar çok fazla eşya unutuyor. Bazen eşya unutmayı da bırakıyorlar çocuklarını unutuyorlar. Bir keresinde ağlayan bebeği unutmuşlardı gemide. En son kaptan köşkünde kaptan elinde çocuğu gösteriyordu ‘Arkadaşlar bu çocuk kimin çocuğu’ diye. Zaman zaman böyle ilginç olaylar oluyor ama üstesinden gelebiliyoruz” dedi.
Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu
GAZETELER
25 Kasım 2024GÜNDEM
25 Kasım 2024SPOR
25 Kasım 2024GÜNDEM
25 Kasım 2024SPOR
25 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.