Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Veteriner Fakültesinde yüksek lisans eğitimine devam eden Gökhan Aydoğdu, bal üretimine 1998 yılında aldığı ilk kovanla başladı.

Daha sonra, Çanakkale ve Balıkesir illeri arasında yer alan Kazdağları’nda 3 ayrı noktada üretime geçtiğini anlatan Aydoğdu, şöyle konuştu:

“Ürettiğimiz bu balı geçen sene, dünyanın en kapsamlı bal yarışması olan ABD’de Kuzey Carolina eyaletinde düzenlenen 8. Uluslararası Bal Yarışması’na gönderdik. Geçen yıl finalist olduk ve bu bizi bayağı heyecanlandırdı. Bu sene yarışmada ‘koyu bal’ kategorisinde birinci olduk, bu bizi daha da heyecanlandırdı. Diğer arıcı arkadaşlarımızı da Türkiye genelinde temiz ve nitelikli bal üretimi konusunda teşvik etmeye çalışıyoruz.”

Balın özellikleri endemik bitkilerden geliyor

Aydoğdu, Kazdağları’nda 36 değişik endemik bitki bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Balımızın özelliklerinin, Türkiye’de ve dünyanın herhangi bir bölgesinde yetişmeyen bu endemik bitkilerden kaynaklanıyor olabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca bölgede zaman zaman bitki karabuğday başta olmak üzere bitki ekimi de yapıyoruz. Çörek otu, kişniş, biberiye, lavanta ve ekinezya ekimi yaptık. Arılar bu bitkilerden de ciddi anlamda değerli nektarlar alıyor ve ortaya gerçekten nitelikli bir bal çıkıyor.” 

Aydoğdu, 2 yılı aşkın süredir İstanbul’daki bir vakıf üniversitesinin Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı uzmanlarınca bal üzerinde çalışmalar yapıldığını da vurguladı.

Akademisyenlerin, bu bal ile ilgili önemli verilere ulaştığını anlatan Aydoğdu, “Örneğin propolis içinde bulunan fenolik bileşikleri, ürettiğimiz balda da tespit edildi. Üniversite hala çalışıyor ve bal üzerine bulguların yer aldığı bilimsel makalemiz de bugünlerde yayınlanmak üzere” dedi.

“Son yıllarda ballarımızı çok iyi tanıtmaya başladık”

BUÜ Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Hüseyin Oruç ise, Türk arıcılık sektörünün her geçen gün hızlı bir şekilde geliştiğini vurguladı.

Bu kapsamda üniversitelerinde arıcılara katkıda bulunduğunu belirten Oruç, şunları anlattı:

“Arı hastalıklarının ve zehirlenmelerin önlenmesi, arıcılığımızın geliştirilmesi anlamında elimizden gelen bilimsel desteği vermeye çalışıyoruz. Bu anlamda şu anda fakültemizin arılığında temel çalışmalarımızı yürütüyoruz. Arıcılığın Türkiye’de gün geçtikçe daha da gelişeceğine inanıyoruz. Örneğin ülkemizde propolis tanınmayan bir üründü ancak artık çok daha tanınıyor, üretiliyor ve kalitesi artıyor. Son yıllarda ballarımızı çok iyi tanıtmaya başladık. ABD’de alınan derece, ballarımızın kalitesini tanıtmak ve arı ürünlerimizi yaygınlaştırmak adına çok önemli bir gelişmedir. Bu anlamda bu ürünleri üreten arıcılarımızı tebrik ediyorum.”

Ülkenin, çok farklı çiçekli ve endemik bitkilerinin olduğundan da bahseden Prof. Dr. Oruç, “İstisnai ballar dışında, olabilecek her çeşit balı üretebilecek kapasitemiz var. Bu nedenle üretilmesi, tanıtılması ve araştırılması gereken çok farklı ballarımız var” dedi.

Yarışma süreci 7 ay sürdü

ABD’deki “8. Uluslararası Bal Yarışması”, Kuzey Carolina eyaletinin Asheville kentindeki Bal Arısı Araştırma Merkezince düzenlendi. Arıcılar, geçen yıl kasım ayında, ürettikleri ballardan 3 kavanoz göndererek yarışmaya katıldı.

Araştırma merkezince, 7 aylık süreçte değerlendirmeye tabi tutulan balların yapılan analizlerin ardından ortaya çıkan sonuçları 13 Haziran’da açıklandı.

Gökhan Aydoğdu’nun da aralarında bulunduğu balı ödüle layık görülen katılımcılara ise belgeleri bu ay gönderildi.