Kıbrıs’ta unutulmuş bir antik kent: Salamis

ABONE OL
Haziran 10, 2019 00:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hem keyifli bir deniz tatili yapmak hem de tarihte uzun bir yolculuğa çıkmak isteyenlerin rotayı çevirdiği adreslerden biri de Kıbrıs.

Kuzey Kıbrıs’ta “görülmesi gerekenler” listelerinin başında olması gereken yerlerden biri ise, Salamis Antik Kenti.

Türkiye için Efes neyse, Salamis de Kuzey Kıbrıs için o.

Hem Ada’da hem de bütün Akdeniz’in tarihinde derin izler bırakmış bir yer burası.

Antik kentin tarihi

Bronz Çağı sonlarında kurulan Gazi Mağusa’dan 6 kilometreuzaklıktaki Salamis kentinin kurucusu, bir rivayete göre Akalar. Başka bir rivayete göre ise, Teukros.

Atina yakınlarındaki Salamis Adası’nın kralı Telamon’un oğlu Teukros, Truva Savaşı sırasında kardeşi Ajax’ın intiharını engelleyemediği için babası tarafından memleketinden kovulup buraya gelerek antik kenti kurdu.

Akdeniz’in merkezinde stratejik konumunun getirdiği ticari avantajları en iyi şekilde kullanan kent, MÖ 5. yüzyılda kendi adına ilk sikkeyi bastı. Kente, bir dönem Asur hakimiyeti hüküm sürdü. Asur egemenliğinin sona ermesiyle bir süre bağımsız bir krallık olan Salamis, daha sonra Mısır ve Pers egemenliğinde varlık gösterdi. Fakat Büyük İskender’in büyük doğu seferi sırasında Pers idaresinden de çıktı.

İskender’in ölümünden sonra çalkantılı bir dönem geçiren ve devamlı el değiştiren kent, MÖ 294 yılında Ptoleme krallığının Kıbrıs’ı almasıyla birlikte bu krallığın idaresine girdi ve başkent oldu. Bu parlak dönem Roma döneminde de devam etti. Roma İmparatorluğu’nun en önemli ticaret merkezlerinden biri haline geldi.

Kentte bulunan kalıntıların birçoğunun bu döneme ait olduğu biliniyor ve en eski kalıntıların tarihi MÖ 11. yüzyıla kadar uzanıyor.

Kuzey Kıbrıs’taki en önemli ören yerlerinden birisi olan Salamis kenti, 1952-1974 yılları arasındaki kazılarla kısmen açığa çıkarıldı. 1974 yılında durdurulan kazı çalışmaları, 1998 yılında Ankara Üniversitesi tarafından yeniden başlatıldı ve 2013 yılında sonlandırıldı.

Salamis içerisinde 1999 yılından 2013 yılına kadar yürütülen arkeolojik kazıların büyük bir kısmı, kentin kuzey merkezinde yoğunlaştırıldı.

Özellikle önemli Roma dönemi yapılarının yer aldığı kentin kuzey merkezinde, tiyatronun 100 metre kadar batısında diğer yapılar kadar ilgi görmemiş olan hamam yapısında kazı çalışmaları önemli sonuçları da beraberinde getirdi.

Türk heyeti kazı çalışması yaptı

Tamamıyla Gün yüzüne çıkarılamayan bu Roma antik kenti, arkeoloji bölümü hakkında hiçbir bilgisi olmadan Ankara Üniversitesi Klasik Arkeoloji Bölümü’ne giren ve daha sonra tüm hayatını kazılara adayan Prof. Dr. Coşkun Özgüner ve ekibiyle beraber ortaya çıkarıldı.

1998-2013 yılları arasında Salamis Antik Kenti Kazı Başkanı olan Prof. Dr. Coşkun Özgünel, o günleri şöyle anlattı:

“Ben bir subay çocuğuyum. Subaylar o zaman kıt kanaat geçinirdi. Tatil yapma olanağımız yoktu. Dedim ki arkeoloji okursam yazları hem tatil yapar hem de çalışırım. Böyle başlayan serüvenim beraberinde gelelim Salamis hikayesine. 1998 yılı yazında 5 kişilik bir ekiple Kıbrıs’ta çalışmalara başladık. Dünyaya Kıbrıs’ta da Türklerin kültür varlıklarına sahip çıktığını duyurmak istedik. 2013 yılına kadar bu kazılarda harcanan maddi olanakları Türkiye karşıladı. Zaten Türkiye olmasa Kıbrıs bugün dahi kendi başına ayakta kalamaz.

Gittiğimizde Salamis Ören Yeri, Nasrettin Hoca’nın türbesi gibiydi; girenin çıkanın haddi hesabı yoktu. Kazı alanları pislik içerisindeydi. ‘Harabeyi tahribattan kurtarmamız lazım’ dedik ve harabelerin etrafına çit çektik. Öncelikle ot ve çöpleri temizledik. Her yıl 2-2,5 ay özveriyle çalıştık. Kıbrıslıların sahip çıkmadığı değerlere biz sahip çıktık. Çok önemli bulgulara ulaştık. Özellikle Antik dönemdeki Roma yol problemini çözdük. Bir balıkhaneyi açığa çıkardık, büyük bir hamamı ortaya çıkardık. Biz o harabeye girmeseydik, bugün bir karış toprak orada gün yüzüne çıkamazdı. Rumlar, Türklerin kazı yapmalarını hep engellemeye çalıştılar, şikayet ettiler, ‘Kaçak kazı yapıyorlar’ diye iftira attılar.”

“Bizden önce kazı yapanlar davete cevap vermedi”

Bu meşakkatli ve özverili çalışmaya hocasıyla birlikte yıllarını veren Hakan Öztaner ise, şöyle konuştu:

“Salamis projesi, 1998’de başladı. Ankara Üniversitesi öğretim üyeleri ve yardımcıları ile Doğu Akdeniz Üniversitesi Aarkeoloji Bölümü öğrencileri, mimarlık bölümünden mimarların katılımıyla 1998’den 2013 yılına kadar sürdü.

Proje için 1870’lerde Salamis’te çalışmaya başlayan İngiliz, Kıbrıs Eski Eserler Dairesi, 1963-1964’e kadar çalışmış ve Fransızlarla birlikte Fransa’dan Liyon Üniversitesi çalışmalar yürütmüş. 1974 Barış Harekatı’na kadar Salamis’teki çalışmalar devam etmişti.

Yarıda kalmış çalışmalardan sonra orada çalışmış bilim insanlarını başlamak için tekrar davet ettik fakat çok iyi hatırlıyorum, yazdığımız o mektuplara cevap alamadık. Etik anlamda bizden önce yapılan kazılara saygı duyduğumuz için bu tarz davetlerde bulunduk.

Daha önceki ekiplerin çalışmadığı alanlarda yeniden sıfırdan başlayacak bilimsel arkeolojik çalışmalarımızı yürütebileceğimiz bir program yapıldı ve yüzey araştırmaları akabinde Salamis’te daha önce çalışılmamış bir alanı tespit ederek kentin sorunlarına yönelik çalışmaya başladık. Bu da kentin kuzeyindeki Roma Hamamı ve kent planlamısına yönelik cadde, sokak sisteminin bulunmasına, bu doğrultuda da kentteki diğer yapıların konumlarının saptanması şeklindeydi.”

Salamis Antik Kenti’nde bulunan yapılar şöyle:

– Gymnasion (Spor alanı)

– Tiyatro

– Roma Hamamı

– Roma Caddesi

– Geç dönem surları

– St. Epiphanios Bazilikası

– Yağ değirmeni

– Campanopetra Bazilikası

– Rezervuar

– Agora (Pazar yeri)

– Zeus Tapınağı

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.