Ailesi tarafından farklı gelişen bir birey olduğu 1 yaşındayken anlaşılan Furkan Akot, otizm tanısı konulmasıyla yoğun bir eğitim süreci yaşadı.

Furkan, ilk ve ortaokulda normal çocuklarla kaynaştırma eğitimle alırken, 8’inci sınıfta merak duyduğu resim alanında özel eğitimler almaya başladı.

6 sergi açtı

Disiplinli çalışması ve annesinin de desteğiyle Başiskele ilçesindeki Kocaeli Güzel Sanatlar Lisesini kazanan Furkan, lise eğitimi döneminde 6 sergi açtı.

Sergide 100’ün üzerinde, içerisinde desen, imgesel, 2-3 boyutlu, grafik, karışık teknik ve röprodüksiyon eserinin yanı sıra, Furkan’ın yediği nohut kabuklarını, yemeklerinden aldığı kemikleri, çay poşetlerini ve plastik atıkları kullanarak birer sanat eserine dönüştürmesi ilgi gördü.

Aldığı özel eğitimlerle kendisini geliştirdi

Furkan’ın annesi Zehra Akot, Furkan’ın farklı gelişen bir birey olmasını bir yaşındayken anladıklarını, tam olarak tanı alması ve özel eğitime başlamasının 2 yaşını bulduğunu vurguladı.

Akot, çocuğunun ana sınıfı yaşı geldiğinde kaynaştırma usulüyle eğitim aldığını, Furkan’ın bu okullarda tutunabilmesini okuma-yazma bilmesi ve kavram bilgilerini tamamlamış olmasının sağladığını, aldığı özel eğitimlerle kendisini daha da geliştirdiğini, böylece sanata yönelmeye başladığını söyledi.

“Furkan sanat sayesinde disiplinli ve düzenli oldu”

Annesi Furkan’ın çok hareketli bir çocuk olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Çantamın içinde boyalar, kalemler, yapıştırıcılar, makaslar taşımak zorundaydım çünkü onu sadece bu işler durdurabiliyordu. Sonra biz 6’ncı sınıftayken okulumuza gelen bir resim öğretmeni Furkan’ın derslerine girdi. 8’inci sınıfın başında profesyonel bir yardım almaya başladık. O arada Furkan boyaları malzemeleri çok daha iyi kullanmayı, disiplinli çalışmayı öğrendi. Sonrasında da güzel sanatların sınavına girerek kaynaştırma kontenjanından güzel sanatlarda resim bölümü öğrencisi olmayı başardı.”

“Furkan üniversiteyi okumalı”

Çocuğun üniversitede okumak için iyi bir eğitim dönemi geçirdiğini anlatan Akot, şunlar söyledi:

“Bu kadar iyi işler çıkaran, emek vermiş ve çalışma azmi olan bir çocuğun Temel Yeterlilik Testi (TYT) sınavından 100 baraj puanı alamazsa ve bir üniversiteye yerleşemezse bu hem Furkan hem aile hem de toplum için çok büyük bir kayıp olur. Furkan bir alan belirledi, resim bölümünde okumak kendi isteği. Furkan gerçekten okuduğu okulun hakkını vererek okuyan çocuk. Gerçekten istenilen performansta hatta daha fazlasında çalışabilen bir çocuksa Furkan üniversiteyi okumalı. Furkan’ın yükseköğrenim hakkını elde etmeli diye düşünüyorum.”