6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizde gerçekleşen, 11 ili doğrudan ve hepimizi dolaylı yoldan etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ikinci yılında, bir nebze de olsa kabuk bağlayan yaralarımız kanamaya devam ediyor. Kolektif bir travmanın etkilerini ve izlerini silmek zaten kolay değilken bu travmalara yenilerinin eklenmesi hepimizi en derinimizden vuruyor.
Acı verici, travma etkisi yaratan olayların yıldönümlerinde; öfke, kaygı, çaresizlik, boşluk ve huzursuzluğu yoğun bir şekilde hissetmek, o ana dair anıların zihinde canlanması, kayıpların hatırlanması zorlayacı olsa da olağandır.
TRAVMA SONRASI YAS
Literatürde yas süreci için beş evreden bahsedilir.
Bunlar:
İnkar: Yaşanan yoğun duyguların ve şokun etkisiyle, olayı akıl süzgecine yerleştiremeyen birey; bir süre olayı zihninin derinliklerine gönderebilir. Hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edebilir. Bu bir nevi, bireyin kendini koruma sistemidir.
Öfke: Kırgınlığın da etkisiyle birey; yaşananlara ve kendine karşı yoğun bir öfke duygusu hissedebilir. Bu süreçte öfkesini yönlendiremez ya da yansıtamazsa öfkesi içinde büyüyerek bireyi endişeli ve stresli bir ruh haline sokar.
Pazarlık: Birey tam olarak yaşananları anlamlandırmasa da bir kayıp hissi yaşamaktadır. Bu kayıp hissiyle birlikte; tamamlanması gereken eksik bir şeyler olduğunu düşünür, değersiz, endişeli ve suçlu hisseder. Bu duygular tekrarlı bir şekilde bireyin zihninde döner, ‘’Ne yapabilirdim?’’, ‘’Bu olayı nasıl telafi edebilirim?’’ gibi sorularla mağduriyet yaşayabilir.
Depresyon: Bireyin kendini izolasyona, soyutlamaya ve depresyona bıraktığı bir evredir. Kişi hayata karşı anlamsızlık, çaresizlik, boşluk ve umutsuzluk gibi duyguları yaşamaktadır.
Kabullenme: İyileşmenin ilk adımıdır. Kaybın verdiği etkiler ve ‘’şu an’’ farkına varılır. Birey, içinde ilerlemeye dair bir umut yeşertebilir ve travmanın izleri, etkileri olsa da hayatına devam edebilir.
Bu evrelerden geçerken yaşananları göz ardı etmek, bastırmak, yaşananlardan kaçmak ileriki süreçte daha büyük ve zarar verici etkiler yaratabilir. Bu süreçler sırasıyla ya da karışık bir şekilde gerçekleşebilir, hiç gerçekleşmeye de bilir. Yas süreci biriciktir.
İYİLEŞME SÜRECİ DE YAS SÜRECİ GİBİ BİRİCİKTİR
İyileşme Süreci de Yas Süreci gibi Biriciktir…
Aynı olaydan etkilenilse de benzer duygular hissedilse de iyileşme süreci duygusal, zihinsel ve bedensel olarak kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bireyin o anki yaşam koşulları, geçmişi, dayanma kapasitesi, duygusal farkındalığı, sosyal çevresi gibi birçok etmen bu süreçte belirleyicidir. Bu süreçte, birey için en önemli şey: GÜVEN ALANINDA DESTEK ALMAKTIR. Sosyal destek ve profesyonel destek; bireyin yaşadığı yas sürecinin şiddetini azaltmaya, kronikleşmesini önlemeye, bireyin süreci kontrollü ve daha rahat geçirmesine yardımcı olur.
İyileşme süreci düz bir çizgi değildir. Bazen dalgalı, bazen dibe doğru, bazen yukarıya doğru olabilir ama nasıl ilerlerse ilerlesin, ilerler.
Bu süreçte acıya karşı duygu farkındalığı ve kapsayıcılık önemlidir. Duygudan kaçmaktansa duyguyu hissetmek ve sarıp sarmalamak; duyguya bakmak ve öz-şefkat gösterebilmek, yaşananları anlamlandırabilmek şifanın anahtarıdır. İyileşmek; deneyimlerin unutulması, acının bitmesi demek değildir. Bu süreçte her birimiz farklı yollarla iyileşiyoruz. Travmanın ve yasın tek bir doğru yolu yok; herkesin süreci kendine özgü. Yaşanan acı deneyimlerin yasının tutulması, kabullenilmesi, değiştirilip dönüştürülmesi ve bu süreç içinde bizim de değişip dönüşmemiz, bütünleşmemiz iyileşme sürecinin parçaları.
Yaralarımızı sarabilme ve iyileşebilme umudumuzu koruyarak, kaybettiğimiz canlarımızı saygıyla anıyor, yaşanabilecek felaketlerin en az tehlikeyle atlatılabilmesini temenni ediyoruz.
GAZETELER
06 Şubat 2025GÜNDEM
06 Şubat 2025SPOR
06 Şubat 2025GÜNDEM
06 Şubat 2025SPOR
06 Şubat 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.