Romantik ilişkilerinizde şiddet gördüğünüz oldu mu?
Eşinizin/ sevgilinizin şiddete eğilimli olduğunu düşündünüz mü?
Dolandırıcılık haberlerine şaşırıp bu kişi bunu nasıl yapmış der misiniz?
İyi niyetinizin başka biri tarafından kullanıldığı oldu mu?
Hapishanelerdeki çoğu insanın neden orada olduğunu merak ettiğiniz oldu mu?
Bazı kişilerin soğukkanlı şekilde nasıl suç işleyebildiğini anlayamadığınız?
Yaşam boyunca elbette sorun yaşadığımız insanlar karşımıza çıkabilir, bize zarar ilişkiler ve hayal kırıklıkları yaşayabiliriz. Fakat bazı kişiler vardır ki temel özellikleri ilişki içinde oldukları kişiye ve çevrelerine hem duygusal, hem maddi hem de fiziksel zarar vermek onların temel özelliğidir. Hatta bu kişiler sadece yakın çevrelerine değil genel toplumsal huzur, düzen, yaşam açısından çok önemli zararlara yol açıp, zaman, enerji kaynak tüketirler. Antisosyal, psikopati, sosyopati: İşte bu üç terim, kendimiz, ailemiz, çocuklarımız, sevdiklerimiz ve toplum için tehdit oluşturabilecek bir kişilik yapısıyla ilgili birbirine benzeyen ama farklılaşan 3 farklı adlandırma. Bu 3 grup kişi, toplumsal kurallara uymamaları, çevreye ilişki içinde oldukları insanlara zarar vermeleri, onları sömürmeleri, kullanmaları açısından birbirine çok benzerdir ve bu grupta yer alan çoğu kişi bu alt gruplardan ikisinin veya üçünün özelliklerini bir arada gösterebilirler. Peki, bu terimler arasındaki farklar nelerdir ve neden hala bu nedenle bu üç farklı adlandırmada hala yaşamaktadır? Gelin buna yakından bakalım:
ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU: DOĞUŞTAN SUÇLULAR
Antisosyal kişilik bozukluğu, temel özelliği yasalara uymama, suç işleme olan bir kişilik bozukluğu tanısına verilen addır. Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Tanı Sistemi DSM-5’de antisosyal (topluma karşı) kişilik bozukluğu olarak adlandırılırken; Dünya Sağlık Örgütü Ruhsal sınıflandırma sistemi olan ICD’de aynı tanı için “dissosyal (toplum karşıtı) kişilik bozukluğu” terimini kullanılır. Bu tanı sistemlerine göre, antisosyal kişilik bozukluğu, bireyin sürekli olarak başkalarının haklarını çiğnediği, toplumsal kurallara ve yasalara uymadığı, kolaylıkla yalan söylediği ve manipülatif davrandığı, aklına eseni sorumsuzca yapan, yaptığı olumsuz davranışlardan dolayı vicdan azabı veya suçluluk hissetmeyen ve ağırlıklı olarak saldırgan ve şiddet içeren davranışlar gösteren bir kişilik yapısıdır. Bu özellikleriyle çoğu antisosyal kişilik bozukluğu olan birey suçla ilişkilidir. Peki ya psikopati?
PSİKOPATİ: SOĞUKKANLI VE HESAPÇI KÖTÜLER
“Psikopati” terimi resmi bir psikolojik bozukluk tanısı olmaktan çok bir kişilik yapısını tanımlayan ve kişiliğin biyolojik boyutu olan huy veya mizaç özellikleriyle ilişkili çok boyutlu bir klinik kavramdır. Bu kişiler aldatma, manipülasyon, sorumsuzluk, dürtüsellik, empati eksikliği, suçluluk veya pişmanlık hissetmeme gibi bir dizi etik olmayan davranış gösterirler. Psikopatinin en yıkıcı özellikleri arasında, başkalarının haklarına en ufak bir suçluluk veya pişmanlık duygusu olmadan çiğneyebilme ve onlara zarar verici davranışlar yer alır. Psikopat bireylerin bir kısmı, antisosyal kişilik bozukluğu tanısını alabilir ama bir kısmı dışarıdan bakıldığında kontrollü, soğukkanlılıkla hareket eden ve hatta karizmatik kişiler olarak görülebilirler. İçsel olarak ise derin bir empati yoksunluğu ve duygusal soğukluk barındırırlar. Bu bireyler, başkalarının duygularını manipüle etmekte ustadır. Planlı ve stratejik davranışlar sergilerler; bu nedenle suç işlediklerinde yakalanma olasılıkları düşüktür. Örneğin, psikopat bir birey bir dolandırıcılık suçu işlerken, detaylı bir plan yapar ve bu plana titizlikle uyar.
SOSYALLEŞME SORUNLARININ ÜRÜNÜ: SOSYOPATİ
“Sosyopati” ise psikopatiye benzemekle beraber aslında yapı, yani mizaç veya huy olarak psikopatik özellikleri çok ön planda olmayan ama olumsuz çocukluk yaşantılarıyla, kötü örneklerin olduğu sosyal çevrenin etkisiyle antisosyal davranışlar gösteren kişilerin durumunu tanımlayan bir ifadedir. Bazı sosyopatların psikopatlardan farklı olarak empati, suçluluk ve sadakat duyguları olabilir. Bu nedenle sosyopatların, psikopatlara göre başkalarıyla bağ kurma olasılığı daha yüksektir; ancak bu bağlar çoğu zaman sağlıksız ve dengesizdir. İlişkide oldukları kişiye rahatlıkla zarar verebilirler. Sosyopati, antisosyal kişilik bozukluğunun, yetersiz ebeveyn tutumları nedeniyle sosyalleşme eksikliğinin ürünü olan bir alt tipi olarak düşünebiliriz.
Antisosyal kişilik bozukluğu, sosyopati ve psikopati, sadece bireysel hayatları değil, toplumsal huzuru da etkileyen bozukluklardır. Bu kişilerin davranışları anlaşılmalı ve doğru bir şekilde ele alınmalıdır. Ancak en önemlisi, bu rahatsızlıkların sadece bir “kötülük göstergesi” olarak görülmek yerine, tanınması, anlaşılması, idare edilmesi ve baş edilmesi gereken bir kişilik sorunu olmasıdır..
GAZETELER
18 Ocak 2025GÜNDEM
18 Ocak 2025SPOR
18 Ocak 2025GÜNDEM
18 Ocak 2025SPOR
18 Ocak 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.