Gerçekleştirdiği fetihlerle Türk-İslam medeniyetinin dünyaya yayılmasında atılan ilk adımların mimarı olan Osman Gazi, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda etkin rol aldı.
Savaş dehası, öz güvenli kişiliği ve adaletli yapısıyla ön plana çıkan Osman Gazi, Osmanlı Devleti’nin kurucusu olarak tarihteki eşsiz yerini aldı.
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Gülsoy, Ertuğrul Gazi’nin en küçük oğlu Osman’ın kara yağız, orta boylu bir Türkmen delikanlısı olduğunu söyledi.
Gülsoy, Osman Gazi’nin babasının sağlığından itibaren aşiretin idaresini ele aldığını belirterek, “Yaşı ilerleyince çevikliği, atikliği ve kahramanlığı dolayısıyla aşiret içinde kendisi büyük bir kabul görmüştür. Babası hayattayken beyliğin idaresini devralmış, babası öldükten sonra da devam ettirmiştir” dedi.
Eskişehir’den Söğüt’e
Osman Gazi’nin kayıtlardaki ilk zaferini İnegöl tekfuruna karşı 1286’da aldığını anlatan Gülsoy, şöyle konuştu:
“1286’da cereyan eden bu savaşta İnegöl tekfuru, Karacahisar tekfurundan yardım istemiştir. Karacahisar tekfurunun İnegöl tekfurunu desteklediği bu savaşta Osman Gazi galip gelmiştir. Bu savaştan sonra Karacahisar tekfuruyla mücadele başladı. Osman Gazi 1288’de Eskişehir yakınlarındaki Karacahisar Kalesi’ni kuşatarak Karacahisar’ı almayı başardı. Karacahisar’ın alınmasından sonra bundan memnuniyet duyan Anadolu Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Mesud, Osman Gazi’ye beylik alametleri gönderdi. İşte Osman Gazi’nin ilk büyük kale fethini de Karacahisar olarak görüyoruz. Artık Osman Gazi’nin hakimiyet alanı Eskişehir’den Söğüt’e kadar uzandı.”
“İznik’i almak istemiştir ancak oğluna nasip olmuştur”
Gülsoy, Karacahisar’ın alınmasından sonra Osman Gazi’nin beylik merkezini buraya taşıdığını ifade ederek, “Ondan sonra mücadeleler devam etmeye başladı. 1299’a gelindiğinde Osmangazi Bilecik’i almak için hazırlıklara başladı. Amcası Dündar Bey ise bu duruma muhalefet etti. Bunun üzerine Osman Gazi Oğuz-Türkmen gelenekleri çerçevesinde kendisinin beyliğine müdahale olarak düşündü ve amcasını ortadan kaldırdı” dedi.
Osman Gazi’nin tüm hayatı boyunca İznik’i fethetme düşüncesinde olduğunu belirten Gülsoy, “Çünkü İznik, Anadolu Selçuklu Devleti’nin ilk başkentidir. Ondan dolayı İznik’in fethi Türkmenler açısından çok önemliydi. Ömrü boyunca İznik’i almak istemiştir ancak oğluna nasip olmuştur” diye konuştu.
“Kendisini 1305’ten sonra artık tarih sahnesinde görmüyoruz”
Osman Gazi’nin daha önce hep tekfurları yendiğini ancak Bizans ordusuna karşı ilk zaferini Koyunhisar Savaşı’nda (Bafeus) kazandığını anlatan Gülsoy, şöyle konuştu:
“Bizans’a karşı kazanılan ilk zaferdir. Müthiş bir askeri deha söz konusudur. Osman Gazi, Bizans ordusu İstanbul’dan (Sur içi) çıktıktan sonra attıkları her adımı takip ettiriyor. Yalova tarafından karaya çıkar çıkmaz onları ani bir baskınla ortadan kaldırıyor. Bizans yaya ordularına karşı çok büyük zafer kazanılmıştır. Son dönemin çok önemli tarihçisi Halil İnalcık, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun bu Koyunhisar Zaferi’nin (Bafeus) yaşandığı 1302 olduğunu ifade eder.”
Gülsoy, Osman Gazi’nin bu savaşın ardından İznik’e İstanbul’dan yardım gelmesini engellemek için bu bölgede önemli faaliyet gösterdiğini, İznik-İstanbul arasındaki kalelerin Osmanlı hakimiyetine geçtiğini söyleyerek, “Kendisini 1305’ten sonra artık tarih sahnesinde görmüyoruz. Kaynaklarımıza göre, oğlu Orhan babası adına faaliyetleri yürütüyor. Bursa’nın fethine yakın bir zamanda vefat ettiği bilinirdi ama Halil İnalcık Hoca, 1324’ü ifade ediyor. Bursa fethedildikten sonra da oğlu Orhan Bey, babasının naaşını şimdiki türbeye nakletmiştir” dedi.
Adaletli ve merhametli lider
Osman Gazi’nin kişisel özelliklerini de anlatan Gülsoy, şunları söyledi:
“Kara yağız, atik, sportmen son derece kahraman bir şahsiyet. Son derece alçak gönüllü olduğu söylenir. Sofrasında herkese yer olduğu, herkesin ulaşabildiği kişi olduğu bilinir. İlk Osmanlı teşkilatı nüvelerini de Osman Gazi döneminde görüyoruz. Karacahisar alındıktan sonra Dursun Fakih’i kadı tayin etmiştir. Pazar vergileri belirlenmiş, pazar yerleri kurulmuştur. Dolayısıyla devletin ilk teşkilat nüvelerini beylik döneminde görürüz. Aynı zamanda teşkilatçıdır. Zaman zaman yüksekçe bir kayanın üzerine çıktığı, halkın şikayetlerini burada dinlediği ve onlara çare aradığı bilinir. Adaletli, halkına karşı çok merhametli olduğu ifade edilen, devletimizin kurucusudur Osman Bey.”
Ebedi istirahatgahı: Gümüşlü Kümbet
Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin naaşı, vasiyeti üzerine oğlu Orhan Gazi’nin Bursa’yı teslim almasının ardından “Gümüşlü Kümbet” olarak tanınan ve sonradan türbeye çevrilen eski Doğu Roma şapeline defnedildi.
Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesinde kent surlarını içine alan, tarihi saat kulesi ve İstiklal Savaşı şehitlerinin mezarlarının da bulunduğu Tophane Parkı’ndaki Osmangazi Türbesi, kentin önemli tarihi yapıları arasında yer alıyor.
Sekizgen planlı olan, üzeri kubbeyle örtülü türbenin ortasındaki Osman Gazi’ye ait ahşap sandukanın etrafı sedef kakmalı, pirinç parmaklıklarla çevrili ve sandukanın üzeri sırma işlemeli kadifeyle örtülü. Türbede 17 sanduka arasında Osman Gazi’nin oğlu Alaaddin Bey, Orhan Bey’in eşi Asporça Hatun ve oğlu İbrahim Bey, I. Murad’ın oğlu Savcı Bey’e ait sandukalar bulunuyor.
Değişik tarihlerde bakım ve onarım gören ve 2014 yılında Dünya Miras Listesi’ne alınan “Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu” miras alanının bileşenleri arasında bulunan türbe, yerli ve yabancılar tarafından yoğun ilgi görüyor.
Kaynak: AA
GAZETELER
02 Nisan 2024GÜNDEM
02 Nisan 2024SPOR
02 Nisan 2024GÜNDEM
02 Nisan 2024SPOR
02 Nisan 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.