Düşünce insanı diğer canlılardan en çok ayıran en özgün yanımız. Bu özelliğimiz bazen çok güzel ve yararlı bazen ise çok zararlı sonuçlar doğurabiliyor.
Genellikle insan gerçekçi, ortama duruma uygun düşünebildiğinde yararlı ve olumlu sonuçlar ortaya çıkarken, gerçeklikten uzak, koşullara uygun olmayan ve yanlı düşündüğünde ise olumsuz sonuçlar yaşanabiliyor. Örneğin bizimle hiç ilgisi olmayan bir sözü kendi üzerimize alınıp kırılıp birine kızmak veya küsmek, insanlar tarafından reddedileceğimizi düşünerek onlardan uzak durmak, bize haksızlık yapıldığını düşünerek birine öfkeyle çıkışmak ve bütün bunların sonucunda işlerin daha da kötüye gidip ilişkilerimizin bozulması ve yalnızlaşmak gibi.
Zihnimizin bize ayak bağı olduğu, sorun yarattığı özelliklerinden biri de doğrulama yanlılığı veya doğrulama önyargısı; bu kişilerin bilgiyi kendi bakış açıları ve inançları doğrultusunda hatırlamaları ve yorumlamalarına verilen ad. Bu kişinin baştan neye inandıysa onu sürdürmesine yol açar. Bu yanlılık kişinin çevresiyle ilişkilerinin bozulmasına, yanlış inançlarımız sürdürmeye, hatalarımızı görmemeye, siyasi kutuplaşmalara kavgalara yol açarak zararlar verebilir. Peki o zaman bunu nasıl azaltabiliriz?
DOĞRULAMA YANLILIĞINI AZALTMANIN YOLLARI?
Öncelikle insan olduğumuz ve düşüncemizin gerçeklik değil gerçeklikle ilgili olarak zihnimizde ortaya çıkan sözcükler ve görüntüler olduğunu doğrudan doğruya gerçekliğin bütününü algılamamız ve yorumlamamızın mümkün olmadığını bilmeliyiz.
Yaşama olaylara insanlara durumlara polis veya yargıç gibi değil kaşif ve gözlemci gibi yaklaşın, 5 duyu organınızla anda olup, etrafı insanları durumu yeni tanıyor gibi gözlemleyin, yargıda bulunmayı mümkün olduğunca geciktirin: Yargılar yeni öğrenmelerin önünü tıkar, ne kadar erken bir yargıda bulunursanız o kadar az şey öğreniriz.
Haklı olmakla hayatta istediğini elde etmek arasında doğrudan bir ilişki olmadığını unutmayın. Her etkileşime kendinizi haklı çıkarmaya çalışarak tartışmaya girdiğinizde, doğrulama yanlılığına yenik düşersiniz. Haklı olmaya daha az, hayatı merak ve hayretle görmeye duymaya daha çok odaklanın. Sizden daha farklı bakış açılarının da olabileceğini kabul etmeye gönüllü olduğunuzda, kendinizi yeni bakış açılarına açarsınız.
Yargılarınıza bilim adamı gibi yaklaşın test edin: “haklıyım…” diye inanmak kolaydır. Bir daha kendinizi haklı bulduğunuzda, buna aykırı bir veri var mı?” bulmaya çalışın.
Özetle, İnsan zihni, inanmak istediklerine inanma eğilimiyle çalışır. Hepimiz, inançlarımızı destekleyen kanıtlar arama konusunda doğuştan gelen bir istek taşırız. Bu, bizi hem rahatlatır hem de kendimizi haklı hissettirir.
Doğrulama önyargısı, karar alma şeklinizin kaçınılmaz bir parçasıdır. Zihnimizin bir kısa yolu olsa da, farkına varıldığında aşılabilecek bir engeldir. Bu önyargıyı fark ettikçe, test ettikçe, daha kolay değiştirebilir ve daha dengeli bir düşünce yapısına sahip olabiliriz.
GAZETELER
08 Şubat 2025GÜNDEM
08 Şubat 2025SPOR
08 Şubat 2025GÜNDEM
08 Şubat 2025SPOR
08 Şubat 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.